Esti ayrılık rüzgarı,
yine gönlünden.
Gidiyorsun buralardan,
hiç düşünmeden.
Sen gidince ne yaparım,
İşte bizim aşk hikayemiz,
Yıllardır dillere destan.
Duyulmuş olmalı,
Ta Venüs'ten ve Mars'tan!
Gıpta eder bu aşka,
Sen eskiden sevecen,daha sıcaktın;
Bazen güler,bazen ağlar,fakat severdin.
Ne oldu anlamadım,değiştin birden;
Soğudun,bilmiyorum,nedense benden.
Bir hatam olduysa,ne olur,söyle;
Beni böyle yüzüstü,
Bırakıp gidemezsin;
Aşk acısı,kalp yarası,
Nedir sen bilemezsin!
Biraz vicdanın olsa,
İstanbul denilince,
Akla ilk gelen boğaz.
Zaman ayırıp bugün,
Gel, dolaşalım biraz!
Başlayıp Tophane'den,
Yüz kere,bin kere,
Ayrılsak da biz;
Sen sonunda bana,
Döneceksin!
Hatanı anlayıp,
Kırıldı şu kalbim,
Bak yine sana;
Bir parça sevgiyi,
Çok gördün bana!
Önce bir dinleyip,
Yaşıyoruz denizaşırı ülkelerde,
Aşkımız adeta destan dillerde.
Ayrı yaşamak kolay değil yad ellerde,
Geleceğim sana mutlaka,bekle beni!
Aramızda engin denizler olsa bile,
Ne mesaj geliyor,
Ne de telefon;
Bekleye bekleye,
Oldum perişan!
Beni üzmeye,
Gönlümün dalına,
Kondu bir bülbül.
Neşesiz,pek bitkin,
Belli ki üzgün.
Bülbül,bülbül; ah,bülbül!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!