Hala,
Gemisi batmış
Kaptanın,
Çırpınışlarını görürüm
Kendimde.
Gurbetler yurt oldu,
Yurtlar gurbet,
Sardı içimizi
Bitiremediğimiz hasret.
Özlemi vardı sılanın
Anlat be Komutanım,
Şu bizim hikayeyi;
Aman dikkat et,
Aşmayalım çerçeveyi.
''Baktım sular gibi saf,
Mısralarımda okuyacaksın hayatı
Pembe yanaklarında
Sıcak mı sıcak ateşler
Beni büyüleyen gözlerinde
Gökgürültülerini ve şimşeği
Kahrettiğini göreceksin
Umutlar deniz
Fikirler nehir olunca
Düşünce bulutları
Getirir yağmurları
Yağmurlarla sulanır
Ürkek bir güvercin
Ne tarafa uçsa olmuyor
Ortalıkta dolaşan
Bir meydan kabadayısı
Her duruşa vuruyor.
Saçlarıma ak düştü
Ellerim üşüdü
Babamın gördüğü düşü
Gerçekleştiremedim
Yoruldum anne
Mutsuz bir benmiyim?
Benim gibi niceler
Bir gün ağaracak
Bu karanlık geceler
Güneş bir gün
Bize de doğacak
Yıl iki bin altı
Yaş elli altı
Anlatmak için durumu
Yüzümüzdeki çizgiler
Biraz abarttı
Karşılıklı sevmeyi,
Seni sevince anladım.
Bir çift kara göze,
Seni sevince bağlandım.
Ayrılığın derdini,
Evrendeki değişim olayları bizde zaman kavramının oluşmasının nedenidir. Biz değişiyoruz,duygularımız değişiyor.Yaşadığımız tatlı anıların benzerlerini yaşamak istiyoruz. Çocukluk arkadaşları biribirini özlese de çevrenin oluşturduğu görünmez yapay engeller varsa istedikleri davranışı bulamıyabiliyo ...