Şimdi kömür dumanından bunalmış eski bir trendeyim...
Senden çok uzaklarda uzunca bir seferdeyim,
Burnumda kan kokusu, gözlerimde artık silk gölgelerin var,
Boğazımda düğümlenen sana söyleyemediğim sözler var,
Ve kar yağıyor ilmek ilmek günahkârlar üzerine,
Belki de gerçekten unutmalıyım seni kendimden,
Kaçmalıyım sana dair her anıdan her duygudan,
Gözlerim görmese seni, duymasa kulaklarım sesini...
O zaman belki unuturum sana dair her şeyi,
Sonra karanlığa dalınca gözlerim biraz, yüreğim acıyor.
Ceset ağır, ruh hafif
Beden diri, gölgeler ölü
Ses ver karanlık, susma!
İçten içe ağlama...
Beni benimle tüketme,
Ya hayat ver bedenime...
İnan sevdim seni her zerrem yalnızlığa meftuniken,
Lütfetmişti yaradan seni, ahu enin eden ruhuma,
Kor gözlerine değince gözlerim divaneleştim etrafında...
Neden sonra değiştin, beni tekrar bana ittin hiç yere,
Uykusuz, yalnız kaldım karanlık ve öfke kokan gecelerde,
Rüzgar esti yine virane bir şehri andıran ıssız hayatıma...
Kalbinin onun için çarptığını bilmektir bazen sevmek.
Sarılmaktır bazen, duyguların en dışa vurulmuş hâli...
Sonra, istemsizce sevdiğinin gülüşüne vurulmaktır.
Sesinin, ruhunu ısıtan sıcaklığıyla kendinden geçmektir.
Ve yıkılmaktır, tek başına bırakıldığında...
Şimdi utanmasam kendimden, korkmasam vücudu bana verenden...
Sigara içmek isterdim, ciğerim soluyana kadar.
Beni sigara öldürmez bilirim, senin sevgisizliğin öldürecek,
Takvimlerden seninle tanıştığım günü silmek isterdim.
Bende bilirim bağırmayı, çağırmayı, boşluklara küfretmeyi
Adın kazanır beyaz bir mermere...
Yağmur yağar, damla damla silinir her anımız.
İpekten toprağımız, putlaşmış çamura döner;
Ne can ne kan... Artık hissizleşiyor insan.
Bu anlamsız beden, anıların boğduklarına şahit olur.
Şimdi sevgilim, mevsimlerden son bahar.
Dökülen sarı ve kuru yapraklar süpürülüyor.
Kuşlar bir telaşlı ötüyor, zaman yorgun akıyor...
Bilmiyorsun, ömür dediğin sensiz çekilmez oluyor.
Şimdi herşey farklı olabilirdi senin varlığınla,
Gözlerimle baktım âleme, hep virandı.
Dünya, kan kusan, yıpranmış bir insandı.
Seni beklerken hayallerim bile karardı,
Ölmedim; gözyaşlarımın nefesimi kestiği anlarda.
Şairdim güya, sessizlikler içinde boğulurken,
Rüzgarın uğultulu ezgisiyle kendimden geçmek isterdim,
Unutmak isterdim tüm yaşanmışlıkları hayalimden bile kazıyarak.
Saçlarıma beyazlık düştüğü gün, yavaş yavaş öldüğümü anlamıştım.
İnsan gitmek istiyor bazen kimsenin olmadığı coğrafyalara.
Kendinden bile kaçarak uzaklaşmak istiyor istemsizce.
Ben şair olarak doğmadım ama şair olarak öleceğim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!