Bana geçmişimden bir gülümseme getir çocuk
Çocukken, en mutlu olduğum yaştasın,
Kırmızı bir kazak istiyorum senden,
sökülmüş kollarında, kurumuş sümük olan,
Bana geçmişimden bir korku getir çocuk,
Çocukken en ağladığım yaştasın,
kimse anlamıyordu,
anlatıyordum üstelik,
üst delik,
alt delik,
gece delik,
kimse anlamıyordu,
şimdi sen ölümsüzsün,
ruhumu öldüremezliğinin en işlek caddelerinde,
bedenden azade, yalnızca ruhların yaşayabildiği bir şehirde,
senin istediğin sokakta bir evimiz var, penceresi bize bakan,
bahçesinde salkımlar, söğütler,
gözlerimizde ağlanmayacak ağıtlar,
"ölmeler görüyorum,
tabuta konulmamış,
ağlanmamış ölmeler,
ölmeler görüyorum,
çoktan gömülmüş,
çoktan ölünmüş ölmeler..."
karanlıklar içinde ışık var,
ama onlar, görmezden gelmeye alışık,
renksizliğin içinde, bir al ışık,
al, işte ışık...
ister aydınlan, ister aydin'lamba.
"çok gençtim,
gelecektim,
bekleseydin,
şimdi kalmışım,
kalırken geçmiş..."
farklı yerlerde olduğumdan çok,
aynı yerde fazlalaşıyorum yokluğuma,
birden fazlayım zamanın genelinde,
bazense, birden bire, birden bile az.
benim bile bilmediğim,
kaç kişiyim kim bilir,
aklımı kaşıyorum nicedir,
ben aklımı, kaşırken kanattım,
aklımı taşıyorum nicedir,
ben aklımı, taşırken çatlattım,
aklımı tarıyorum nicedir,
ben aklımı, tararken dağıttım.
artık hiç bir şeyin kafası yok,
artık her şey başsız ve gövdeli,
öyle söylüyor içimden biri,
öyle sövüyor ki içimden biri, içimizden birine,
içten içe, içimizden hiçimize,
bu hiçimiz, aslında hepimize,
kirpiklerinin arasından düşlerin gözüküyordu,
cennet herkesin hakkı, en çokta günahkarların,
dişlerinin arasından sözlerin gözüküyordu,
cennet herkesin hakkı, en çokta günahkarların,
saçlarının arasından düşüncelerin gözüküyordu
cennet herkesin hakkı, en çokta günahkarların,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!