"göz,
göl yeridir,
gör yeri değil,
sen sel ol, yine de akma
başkasına olsa da demin,
kimseyi ıslatmasın nemin..."
saçlarının düzüne rastladım bu akşam,
denizin ağzındaki köpüğün parıltısında,
kudurmuş bir avazla, dalgalı bir yalnızlığın uğultusu çoğu zaman işitsel,
ben virgülü severdim, nefes almak için,
hatta daha çok özleyebileyim diye seni,
kendini noktalarda boğmuş,
tohumken ben bulsaydım seni,
ve toprağa ben düşürseydim,
ve yalnız bana yeşerseydin,
işte o zaman, sevmekten ölürdüm seni."
Bazı ansızın anımsamalar ve ''üzerinize afiyet, nokta nokta, aklıma geldi de... kötü oldum, biraz fazla kaçırmışım anımsamaları'' açıklamalarından sonra, yüz hatlarında belirgin bir nem,
ve bunu takip eden, bir buzlu zemin tuzlaması sonucu,
gerginlikler olacaktır.
Hep yalnızken hatırlamaz, anlamaz, ağlamaz ya insan,
bazen, birazda halk arasında, laf arasında, kol arasında,
bacak arasında, apış arasında, ağlayabilir, anlayabilir ve anımsayabilir insan.
saçlarımı hep kesiyorum, sakallarımsa hep uzun,
midemi, en çok bulandığı zamanda kusuyorum,
kusmanın ve mide bulantısının, çok önemli bir yeri olduğunu fark ettim hayatımda.
Ben, mide bulanmasını ve kusmayı çok seviyormuşum meğer, midem bulanınca seviniyor, kusunca havalara uçuyor muşum da, haberim yokmuş.
Sürekli midesi bulanan bir kıza, aşık olmam gerektiğini de fark ettim bu arada, sürekli midesi bulanan ve sürekli kusan bir kızla çok mutlu olabilirim.
Hatta, kustuğu anlaşılmasın diye, musluğu sonuna kadar açacak olması, beni daha da mutlu eder.
kahve yada şarap,
sarılmak yada üşümek,
ama gece olduğu kesin,
bir bildiği, birde bilemediği var herkesin,
evet, hala biraz argoyum güzelliğinin yanın da,
ama artık istediğin kadar kibarım,
ellerim daha nazik ve öfkesiz,
dokunmamı istediğin yerlerde,
beni ilk tanıdığın gibiyim yeniden,
elimde kitap var,
beklediğin vakit kaç,
gözlerini aç,
gözlerin aç,
gözlerinin açlığından,
gönlünün tokluğuna kaç.
tren, hep kendimi anımsatır,
ben, trene bir kez bindim, kendime gittim,
bilmediğim bir şehrin, bilmediğim bir köyünden,
bilmediğim bir şehrin, bilmediğim bir kasabasına,
vardığım yerde başladım, kendimi anlamaya,
vardığım yerde başladım, ağlamayı anlamaya,
"hep, gelmeyenleri,
hiç, gelmeyecekleri,
hep, gitmediklerini,
hiç, gitmeyeceklerini,
bekle, beklet."
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!