Sıkı tut soluğunu
Oğlum
İlk metrede
Tükenmesin
Zincire vur
Tüm korkularını
Bu gün
Aralığın
Umudun üstüne
İlk karın düştüğü gün
Oralar nasıl
Üşüdü mü
Işığımı teslim ettiklerim
Bir çuval karanlıkla
Ödüllendirdiler beni
Tel çektim
Zamansız geleceğe
Gaibe hasret
Dokunur mu hiç
Ocak ayazının
Nazlı soğuğu
Har vurmuş
Güneş çağmış
Ay yüzlü sevdalılara
Gök yüzü özgürlüğün
Uçmak
Yaşam pınarının simgesi
Ölüm
Yaşamın seçeneğiyse
Yüreği nakışlı
Duvar bilir
Göğsüne dayanan
Bedenin dilini
Saklar koynunda
Sıcaklığını
Anlık renklerle
Kin taşır
Öfke düşerken
Asker cepheye
Kan kusar karanfil
Kurşunun adres aramadığı
Sıcak saatlerde
Kaçak düşler ülkesinin
Ekim zamanında
Sevda eker
Kül biçeriz
Bavullar boşalıp
Kollar isyan ederken
Ararken bulduğun
İlk buğulu sözcük
Gözlerimde saklıydı
Gördün
Ve
Okudun
Yücelerden yüce
Pirim şahım
Kadim gönül
Ferman bekler
Akıl yarım
Us yitik
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!