GÖLGE
Gölgene sor beni, iyi tanır;
Kelimeler oynattığım gölgene,
Adımı gözyaşımla yazdığım,
Adım adım aşka ayak bastığım,,,
Gören olsa beni- ki gören yok-
GÜL ESİNTİSİ
bir gül esintisi vardı şehirde...
her yer, her köşe aldı nasibini
caddelerde yemyeşil gülücükler
ve kimse benim kadar farkında değil
GÜL DÜĞÜMÜ
Sorun denizde, ağaçlarda, nergisde
Elmada, kirazda, selvide
Ne yaparsın
Özentili tabiat işte tabiatına
Bahçıvan iksir katmış görkemine
GÜNLÜK
‘’Ölümsüz’’ diye yazmıştı günlüğüne
Titrek parmaklarla yazdığı apaçık
Sızılı bir el yazısıyla.
Kıl kadar bir uçurumun eşiğindeydi oysaki
Jilet kadar keskin rüzgârın soğuk kanadında;
HAFİF BİR EYLÜL
Hafif bir eylül istedim gözlerinden
Kasım gibi yağdın nedense, acımtrak.
Oynatınca aklımı yerinden bu matem fırtınası,
Sancağını diktim aşkın şehrin tüm surlarına,
HAL TERCÜMESİ
Ayyaş ve çarpık bir fecir
Mermer soğukluğu, yokluğun.
Gevrek bir samyeli; ılıman.
Perçeminden tiz bir hıçkırık dökülür;
Umutsuz olmamalı bu liman.
HAMAL
Kemikleşmiş özlemler taşır bağırlara, hamaldır;
Elastiki kahırlar
Ve her renkten yaşlar dizer,
Dalları pütürlü ağaçların
Hem ırkı yoktur rüzgarların;
HARFLERİN LİSANI
Umduğum bu değildi,
Henüz gözlerine doyamadan.
Ki kocaman bir-M; meridyenler boyu uzanan bir deniz
-ve ey deniz kızı!
Kaybedip beni denizinde
HARİKASIN
Kırışık akletmelerin esaretinde pürüzsüz güzelliğin…
Yani ki sen,
Serkeşt sancılar yayan o gülüşünle
Biraz Juliet, biraz Eftalya’sın.
Karmaşık özlemlere nedensiz kapılmışken
HESAPSIZ
Ne hesapsız bir sabah
Ne kayıtsız bir mekân.
Özümüz sözümüz temiz olsa da
Elimizde avucumuzda kalsa da
Sade bir mehtap, dalgası ölü bir deniz;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!