Satırlar eksiltilmiş şimdilerde
Satır aralarına sığdırılıyor aşk
Biz ise sayfa sayfa cilt cilt
Şiir tazeliğinde gıcır gıcır yepyeni
Oysa bin yıl bir asır geçmiş aradan
Hüzün kaplanıyor sokaklar
Sustuğumda dağılıyorum
Bu kaçıncı kaçış var olandan
Geri sayımın onuncu yılı da bitti
Haberin olsun sol yanım
Sabrın suskunluğu çığlık olmak üzere
Varsın marşımız ağıt olsun
Diyarbakırdan adını söyle şehidim.
Vatan sağolsun de! ..
Doğrul düştüğün yerden
Biz toprağın üstündeyiz
Yerin en dibine girmişiz çaresizlikten
Başımızı öyle önümüze eğdik ki
Önce efkarım başlar kahrından
Unutmak bedduan olsa da sevgilim
Yaktığın hasretin olsun ardımdan
Ay geceden düşer yüreğime
İnceden inceye sızlar içim
Yol ayrımındayım yar ayrılığın
İlk sensizlik vurdu beni önce
Sonra savrulan içimde ki çocuk
Neden tükendi gün bu sabah
Gönlümde daraldıkça daraldı
Aklım fikrim telaşında savrulmanın
Zaman eşitlenir sensizliğin denklemlerinde
Sormak olmuyor konuşmadan
Kırılmak olmuyor ayrıyken yeni ayrılmışken üstelik
Ardıma bakmak olmuyor durmadan
Buralarda durmak bana yakışmıyor sensizken
Suskunluğun sensizlikten birtanem
Ayrıyken ayrılmak bize yakışmıyor.
Neler oluyor son metrelerinde bize
Hasretin bize yaptığı ne
Şimdi durduk yere nerden çıktı bu hüzün
Ah neler atlattık seninle
Ne fırtınalar ne yıldırımlar düştü de
Bir şey olmadı bize yenik düşmedik
saatin kolları yok doğru
ama bir bileği sarar
en azından
benim kollarım var
ama ne yazar bu satır
seni saramadıktan sonra
Kurutuluyor şimdilerde
Aç açıkken fakir iğne ipliğe dönüyor beden
Bu arada
Biri iğneden geçirmek istiyor çengelini
Devir düzen (!) devri
Savrulman ile başlar çocukluğum
İnadım isyan devri
Hep sana bırakılan
Bir umut içimde tutuşan
Varoluşun saklanmış halinde diyalektiğim
Manifestosunu yazıyorum habersizliğin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!