Yusuf Bal Şiirleri - Şair Yusuf Bal

Yusuf Bal

yorgun atlar biriktiriyorum
tenime saplanacak çivi
iki ırmak arasında savaşa kalbimden döküyorum
kaç katmanlı bu atlas, kaç asırlık paslı hançer
saymadım kaç yıl oldu
çok güzel ölüyorum

Devamını Oku
Yusuf Bal

uzaktan bakmak nasıl olursa kente
öyle bakarım kızılırmak yörüngesine
ırmağın kenarından s çizerek yürürken bedenimiz
kızıl dağın selamını taşır karadeniz’e
sen, kömür gözlü ve titrek
şehir akarken

Devamını Oku
Yusuf Bal

ben yokum, gözlerinin irisinde dövülen kılıçlardan birisiyle öldüm
eski bir kitaba dönüştüm, beni kitaplardan tanıdın farz et, aslında hiç olmadım
silemediğim harflerin kalıntısında harabeleri besledi ölüm
tarihi eserler kaldı geriye savaşlardan; kırılmış kalkanlar, duvarlar ve nallar
iri kapılar yapsınlar sana, taş ustaları, marangozlar
göğsünü gererek gir buruciye'den

Devamını Oku
Yusuf Bal

dön gel, ateşi söndür, yarım kalan öyküleri koy kağıda
uçurumun kenarındayız, kıvrılan dağ yolundan kağıda sapmamız belki de ondan
kaç kalkanı kırabilirsin selamınla, göğsüne sığar mısın bir dağın

ah bilsen, yüzümüzden balıkçılar açılır suya, saçımızdan tırmanır atlar, içimizden boşluğa
yeni bir dünya kursak umutlardan, ellerimiz göçmen kuşların sığındığı ada

Devamını Oku
Yusuf Bal

ben uçamam, belki tanrı da bırakır, süründüğüm yılların arkasından
derdest edip insanı, yaratır yeni baştan
söyleyen benim, ama tanrı ne derse o olur insan
nasıl olsa yarasında boğulur her kul, yer yüzü sofrasından
kadehleri devrilmiş masadan
sırat köprüsüne varan insan

Devamını Oku
Yusuf Bal

iyiyim, rutin bir dünyada, yerimde durarak rüyamı seyrediyorum sadece
dik duruyorum, direniyorum, yaşadığımı anlıyorum üstüme saldıran kuklaların sayesinde
yeni belalar göndermesinler diyorum, torna tezgahından çıkan coğrafya açık kalbimiz
israf edilecek bir enerji kalmıyor gün içerisinde, çağ açıp çağ kapatan milletiz
belalardan sağ çıkan halka hasetle bakan gözlere inat
iyiyiz aslında yüzlerine tükürürken kalbimiz biraz daha iyi gibi temmuzun tam ortasında

Devamını Oku
Yusuf Bal

ben sana doludizgin koşan atların köpürttüğü ırmak
yolların kıvrılarak ulaştığı zirvelerde bir söz verdim
adını kazıdım belleğime, adın bir aşkın “a”sından uzak
adın beyoğlu tepesinden yırtılarak kızıl dağa ulaşan ulak
ben sana kara gözlü kuşların kanat çırptığı çığlığı verdim
yarısı yanmış mektubun ince boynundan tuzak

Devamını Oku
Yusuf Bal

dudaklarımı kapattım metal kaskın içine
tırnaklarımla konuştum sonra
hayatı; girdabın içinde dönen yüzüğün dili ile ölçtüm
susuz vadilerden geçerek kurak
rüzgarla savrulan kum yığınlarından çadır kurarak
kırkıncı kez takıldım ayaklarına

Devamını Oku
Yusuf Bal

boğazımda kökleriyle ağacın
durmayan kelimeler, acıtarak yürüyen
karanlıktayım ey gece, ışımam artık
güneşi ipe dizsen sağlığımda
gerçeği unutsak, saman alevi bende
kırılmış ayna boş bakıyor yüzüme

Devamını Oku
Yusuf Bal

bazen gülüşün sağ omzumdan sarkıyor harflerime, bütün çiçeklere adını veriyorum bazen
yeryüzü diyorum aslında, sen üst perdesine çıkıyorsun ruhumun aynasında
bırak görünmesin dağların parçalanışı, israfil sur’a vurmadan önce
bırak uyuyalım gözümüzü kapatıp ömrümüze, sadece bir kere
uzun bir yol serilirken önüne, hayat; yok olan imgelerden süzülen nağme
bazen balıklar da boğulur, kuşlar konacak dağ bulamaz, konar soğuk nefese

Devamını Oku