göz kırparken şafak
gül kokulu heyecanlar ikliminde
muştulanmış bir sabaha
ve kara günlere nispet
aralarken gümüşten elleriyle
günün perdelerini
Kanım çekiliyor “unutsam” desem
Damarım isyanda, özüm isyanda,
Özlemim artıyor bir an görmesem
Yüreğim isyanda gözüm isyanda
Hasret mi yakıyor, özlem mi beni
Güneşler gördüm;
Şualarında prangası ürpertinin,
Kaçınıyorlardı
Baykuşlara mekân olan izbeleri ışıtmaktan.
Sinsi sinsi kuşattı karanlıklar ufuklarını,
Söndü bir bir ışıkları sonunda,
hasret durağında sırılsıklamım;
iliklerime kadar âşık ve ıslak,
mekânı kaybettim,
yitik zamanım,
ömrümün kıyısında
titreyen yüreğimle
Asude bir günüm yok; düştüm eyvah’a, ah’a
Benziyorum yolunu kaybetmiş bir seyyaha.
Kuşatır benliğimi çılgınca düşünceler
İmrenirim; fütursuz, isyan yüklü ervaha.
Seni vasfetmek anne zor yokuşu’dur sözün,
Acze düşer ruhunu tarif etmekten kelam,
Çünkü izaha sığmaz sevgi deryası özün,
Lâl olur kelimeler, çaresiz kalır anlam.
Adanma destanının nâdide kahramanı,
Yıllar var ki, özlemle bekledim yollarını
Zarif kelebek gibi yeşerttin dallarımı
Doldurdun zerre zerre kuşatıp anlarımı
Damarımda KAN gibi dolaşırsın BİRTANEM
Doğdun bir güneş gibi ısındı yüreğimiz
Bir peri gibisin
Sarp yamaçlarında ömrümün
Özlem dolu bir hayal iklimindeyim
El ediyorsun, “gel” diyorsun
Dizlerimde derman yok,
Gözlerimde fer,
Bî şifayım ilâhi şâfi olan kapında,
Hoyratlık sancılarıyla kıvranışıma bak.
Sen ki Hâdi; dileyenlere tek kılavuzsun,
Bak; Vesvas olan Hannâs’a aldanışıma bak.
ırmaklar gibi coşuyorsam zaman zaman
öyle taşkın, öyle hoyrat
ve kıyılarımı dövüyorsam
yüzünü çevirip geçme
bu bir isyandır
Sebebi Leyl-i can dır...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!