Dört yan zemheri, bir şubat ayı
Soğuktan üşümüş Rabat çayı
Felek bahtıma çalmış karayı
Bitlis'li yar açmış benle arayı.
BİTLİS'TE ÇOCUKLUK
Mahalle bakkalından leblebi tozu,
Biraz da bisküvi arasına lokum alınırdı.
Mutluluk oyunlarda paylaşmaktı kozu,
Akşamlara kadar dışarıda kalınırdı.
Ne zulme eğildik
Ne rüzgarda devrildik
Ne de her yola evrildik
Biz babadan böyle gördük
Haram lokma yemedik
Bitlis'te yine bir bahar günü
Analar damda çırparlar yünü
Ellerinde birer kultik tütünü
Dumanı sarmış gökyüzünü.
İhtiyar gözler dağların ardında
Özlemişim karlı dağlarını.
O yemyeşil bağlarını.
Vallah özüm gibi severem men.
Bitlis üşağlerının,
Hem ölüsünü hem de sağlarını.
Her mahallesi ayrı güzel.
Seher vakti yer ve gök inler aşk ile.
Cümle mahlukat gelirler dile.
Zifiri karanlıktaki kör karınca bile.
Allah'ı anar, ben anamadım.
Ağaçlar sızlar aşkın nârından.
Bana neyler hayatın sillesi.
Kör şeytanın hain hilesi.
Namluların cephanesi, güllesi.
Feleğin işveli, nazlı cilvesi.
Nice dar kapılardan geçmişim.
Bir lokma ekmeği bölüşüp yerdik.
Birbirimizi can ciğerden severdik.
Her olur olmaza şükür ederdik.
Bozuldu çarkı yalan dünyanın.
İnsan olana bu can kurbandır.
İsmail, İbrahim'e kurbandır.
İbrahim olana bir İsmail değil.
Herkes candan kurbandır.
Ateş İbrahim'e bağı bostandır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!