Hain bir işgal sonrası
İstanbul ay yıldızlı kara bayrağa bürünmüş
Yasını tutmakta istiklalin
Yakamozlarında tutsaklığa uyanan marmara
Soğuk karanlığında boğulmuş derin gecenin isyanı
Ve....
Bir beyaz eşya mağazasının önü
Küçük kız çocugu annesinin eteğini çekiştiriyor
Vitrinde televizyon ekranı
ve ekranda mavi kazaklı bir adam
-anne neden bu amca ingilizce konuşuyor
Neden hep mavi kazak giyiyor
Hayatın kimi,ne zaman,nerede,neyi karşısına çıkaracağını bilemezsiniz.Belkide hayatın gizemi ve cazibesi buradan geliyordur. Her zaman herşey olabiliyor insan hayatında.İşte sende benim hayatıma aniden giren ama bir türlü çıkarmayı başaramadığımsın.Senin yanında hiçbirşey yapmasamda sadece yanında olmak ve herşeyimi,sevincimi,üzüntümü,kederimi,tasamı paylaşmak gibi arzularım var.Konuşmadan anlaşmak gibi ve sadece seni yaşamak gibi sensizliği hatırlayıp sana sarılmak gibi arzularım.Anlatsam anlatabilsem sana beni anladığını söyler miydin...
Seni sen olduğun için değil sende beni bulduğum için sevdiğimi bil.Sensizliği senden ayrı geçen günlerimde anladım.Sensiz geçen günler yaşadığımdan ağır gelmeye başladı ve ben sensizliği taşıyacak kadar büyümediğimi senden ayrı günlerimde en ağır şekilde ödedim.Seni görmek bir çocuğun şekeri bir gecenin sabahı bir yağmurun güneşi olmak kadar insana insan değerler veren bir huzur ortamı gibi...
Ve ben seninle olmaktan çok seni izlemeyi seni beklemeyi ve belkide sana ulaşamadan ölmeyi seviyorum aslında ama ben sensiz yapamıyorum...
Seninde aslında gözlerin beni arıyor ama anlatamıyorsun...
Çünkü...
Birşey var aramızda.Senin gözlerinden belli benim yanan yüzümden.Dalıveriyoruz arada bir ikimizde aynı şeyi düşünüyoruz belkide.Gülüşerek başlıyoruz söze..
Acı çekeceğimizi bile bile
Düşeriz aşkın dikenli yollarına
Sevdamız.
Kimi zaman katlanmak bir gül uğruna,dikene
Kimi zaman güle diken olmak
Kimi zamansa bülbül olmaktır
Sabahı olurmu ki
Sensiz,senin hayalinle dolu gecelerimin
Parıltını alır ay ve güneş,hatırlatır seni bana
Sen yoksunki napayım bunları bitanem
Sen olmazsan
Tutulur ikiside,sabahı olmaz gecelerimin..
Azatlık meydanı
Tanklar yürümüş
Savaş uçuyor gökyüzünde
Jetler uçuyor
Dağlar saklamış militanı
Vermemde vermem der
Zaman çook çok önce...
Mekan iyi huylarla kötü huyların,ne yapacaklarını bilmeden dolaştığı mekanlar. yine birgün bütün huylar herzamankinden dahada sıkkın halde otururlarken,saflık birden bire ortaya bir fikir atmış.''heyyy,neden saklanbaç oynamıyoruzki? ..''neden olmasın ki? demişler,hep birden,bu teklifi beğenerek tam o sırada çılgınlık; çığlık çığlığa; ben ebe olup saymak istiyorum diye bağırmış.hiç kimse çılgın çılgınlıkı saklanabileceği yerlerde arayacak kadar çıldırmadığı için,bu teklifte herkes tarafından kabul görülmüş ve çılgınlık kollarını bir ağaca yaslayıp,yüzünüde kollarına dayayıp başlamış; ''biir,ikii,üüç,döört..''o saydıkça iyi huylarla kötü huylar kendileri için saklanacak yer aramaya başlamışlar.ŞEFKAT,ay'ın boynuzuna asılmış..İHANET,çöp yığınının içine dalmış...SEVGİ,bulutların arasına kıvrılmış...YALAN,bir taşın altına saklanacağını söyleyip,gölün dibine girmiş...TUTKU,dünyanın merkezine inmiş...PARANIN HIRSI,bir çuvalın içine girerken onuda yırtmış...ve ÇILGINLIK saymaya devam etmiş; sekseen,seksenbiir,seksenikii, AŞK'IN dışında bütün iyi huylar ve kötü huylar o zamana kadar zaten saklanmış.AŞK,kararsız olduğu gibi nereye saklanacağından haberi yokmuş.buna kimseler şaşırmamış,çünkü ''aşk'ı gizlemenin ne kadar zor olduğunu herkes bilmekteymiş! ..ve çılgınlık doksandokuzuda sayıp yüüz diyeceği anda,aşk sıçramış,güllerin arasına girip saklanmış.o esnada çılgınlık,sağım solum sobe saklanmayan ebedir deyip,arkasını dönmüş ve döner dönmez tembellik'i ayakta görmüş.çünkü onun saklanacak kadar enerjisi yokmuş...sonra ŞEFKAT'İ ayın boynozunda görüp sobelemiş.ardından İHANET'İ çöplerin,SEVGİ'yi bulutların arasında; YALAN'I gölün dibinde,TUTKU'yu dünyanın merkezinde,bulmuş birer,birer,saklandıkları yerlerinden çıkarmış...sadece biri kalmış bulunamayan,oda AŞK'mış...çılgınlık tam umutsuzluğa kapıldığı sırada HASRET onun yanına yaklaşmış ve kulağına eğilerek,! ! aşkı niye başka yerlerde arıyorsunuzki''demiş. o,güllerin arasında saklanıyor...bunun üzerine çılgınlık,sinsi sinsi gülerek eline ucu çatal bir şekilde değnek almış,ve güllerin arasına çılgınca saplamış,saplamış... taki yürek burkan bir haykırış onu durduruncaya kadar ardındanda aşk,elleriyle yüzünü kapatmış olarak ortaya çıkmış...acı içinde kıvranıyor,gözlerini sımsıkı bastırıyormuş avuçlarıyla,ama akan kanı durduramıyormuş.çılgınlık bir anlık heyecanla,istemeden kör ettiği aşkın karşısında dövünüyormuş şimdi; NE YAPTIM BEN,AH NE YAPTIM...diyormuş,seni kör ettim,şimdi gözlerini nasıl onarabilir,bu hatamı nasıl telafe edebilirim? ...GÖZLERİMİ GERİ VEREMEZSİNKİ ARTIK...demiş acı içinde aşk.AMA BENİM İÇİN BİR ŞEY YAPMAK İSTERSEN EĞER, ŞUNU YAPABİLİRSİN:BENİM KILAVUZUM OLABİLİRSİN....işte o günden beri aşkın gözü kördür ve yanıbaşında da HEP ÇILGINLIK VARDIR...
Namlunun ucuna suskun geceleri taktım
Yatağında uyuyamayan hüzünlerim
Şeytanın dolduruluşuna getirilmiş yedek bir sitemkar şarjör
Kanına dokunulmuş kaleşnikof bir of dudaklarım
Bu gece sensizliği kurşuna dizmek var
Hemde alnının ta ortasından kurşuna dizmek
Sensizliği sana rağmen yaşadım ben.hep kaçışlarla dolu,hep eksik...bir yanını tamamlasam,mutlaka başka bir yerden açık veriyordum.tamamlamaya uğraştıkça senin gözlerinde kapbolup gidiyordum.bedenine değil ruhuna taliptim ben,bu yüzden bu kadar zorlanıyordum.ben bir adanın değil,bir kıtanın keşfiydim.yola çıkmıştım bir kere geriye dönüşüm yoktu ama... öyle çok duraklıyordum ki,geriye dönüp baktığımda başladığım yerden bir kaç metre bile uzaklaşmadığımı fark ediyordum.üstelik menzilin ucundaki sen,benden daha hızlı kaçıyordun.ufukta bile görünmeyen seraptın artık...kaçkez VAZGEÇ dedim kendime kaçkez o yolun kenarındaki ormana girip yok olmayı düşündüm...yaşadığımda bu değilmiydi? seninle birlikte varlık bulduğumu düşünürken,senin olmaman yokluk hissinden başka ne verebilirdiki bana? oysa nasılda coşku doluydum başlarken gecelerimide gündüzlerimide sana adamaya hazırdım.HERGÜN YENİ BİR YÖNÜNÜ ÖĞRENİP ŞAŞIRACAKTIM. seninle yaşadığım hiç bir şeyin tadını unutmayacaktım.sen sonbahar rüzgarında kopmuş, serseri dolaşan bir defne yaprağı,ben sana dal olacaktım.hangimiz yaprak,hangimiz dal karıştırıyordum artık.ben bu uykuları uyuyalı çok olmuştu? şimdi aynı uykuları yeniden uyuyorum.acı uykusu,hüzün uykusu,korku uykusu...bir gece birinin bir gece diğerinin sonsuzluğunda kayboluyorum.ne garip; kendimi kuşatma altındaki bir ordunun komutanı gibi görüyorum.NE ÇOK ASKERİM VAR BANA İHANET EDEN...ben düşmanı alt edemediğimden değil,bu arkadan vuruşlar yüzünden yeniliyorum.bir beyaz bayrak gerekiyor artık bana.BÜTÜN MEVZİLERİNİ KAYBETMİŞ BİR KOMUTANIN ONURUNU DAHA FAZLA ZEDELEMEDEN TESLİM OLMAYI BİLMESİ GEREK.uzun sürmez esaretim,içimde bu yenilginin acısını yıllarca taşıyacak olsam bile bir yolunu bulup KAVUŞURUM ÖZGÜRLÜĞÜME...gidiyorum......geride yaşanmamış yılları bırakarak...sende ürkekliğinle başbaşasın şimdi.HEP TAMAMLANACAK DEĞİL YA BUDA BÖYLE YARIM KALSIN...
Yorgunum inanki gülüm
işten yeni gelmişliğim üstümde
Bu akşam isteme benden düşlerime seni davet etmemi
Kendime karşı kendimle başbaşa kalmak istiyorum
Oturup koltuğa yaptığın kahvenin hatrını tatmak istiyorum
Çok görme nolur...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!