Söylenecek o kadar çok ki
sana ve bana dair
Ağır takılırdık senle biz bu yollarda
Ağır konuşurduk birbirimize sevdaya dair
Sen mi yoksa ben mi daha çok seviyoruzlu
Eylemlerdeydi sevdamız
Beşiktaş sahiline uzandım hava kararırken
Yanıbaşına yanaşmış yabancılığım iki gencin
Ortada ince bir dava var sözle
Sevmişliklerini çekiyorlar içlerine
yere düşen izmaritler aşkın biteni niyetine
Plan plan plan
Hayat,yalanların içinde boğulup gidiyor elimizden. Sahte düzenlerin peşinden koşup duruyoruz. Gerçek nedir bilmeden kahpe aldanışların yolunu izliyoruz. En çok kafama takılansa hep susuyoruz. Haklı olduğumuz gerçeklerden kaçıyoruz. Işık nedir bilmeden karanlığa teslim oluyoruz. Ortada apaçık bir gerçek duruyor biz görmüyoruz. Kendimizi sorgulamaktan korkuyoruz. Bilmiyoruz ki gerçeklerin içimizde apaçık durduğunu. Aynaya bakmaktan çekiniyoruz.Ama hep susuyoruz.
Dünyayı yalancılıkla suçlayıp durmaktansa her gecenin ardında aydınlık bir günün bizi beklediğini keşfedebilsek. Çaresiz çırpınışları tükenmez haykırışları bedenimizde yük gibi taşımaktansa ufacık bir gülümsemeye sığınmayı bilmeliyiz. Haykırışlara harcadığımız nefesi kahkahalara saklasak.Yalanları aramaktansa göz önünde duran gerçekleri yaşamalıyız.
Gerçeklerle yüzleşmek bizi korkutmamalı.Hayat bir rüzgar gibidir savurur insanı sağa sola
Rüzgarda savrulmaktansa rüzgara yol göstermeyi bilmeliyiz.Kendi yolumuzu çizmeliyiz.
Eğer bunu başarırsak işte ilk gerçeğimizi bulduğumuz an budur.Kendi yolunu çizen insan yol gösterici olmayı da elbet başaracaktır.Başkalarına faydalı olmanın verdiği hazzı tadıp içinde
kendisine fazla gelen mutluluğu paylaşacaktır.Hayatı yaşamayı, sevmeyi,gülmeyi,ağlamayı
Geceye nükleer başlıklarla küfürler atıyorum
Hüzünler gözlerimde infilak eden el bombası gibi
Şarapnel taneleri çarpıyor düşlerime
Yıldız yıldız bakışlarım dağılıyor etrafıma
Yarınlarıma dair düşüncelerimde
Kurşun gibi yokluğunla vuruluyorum
Nasıl oldu bilmiyorum
Hatırlamıyorum
Sanırım
Olay anında alkollüydüm
Gözümü sende açtım
Vurulmuştum
Bir militan sırtını dağlara yaslamış
Saçlarını fırtına tarıyor
Gözlerinde kurt yalnızlığı hasret
Dudaklarında özgürlük nağmeleri
Yüreğinde mertliğin sesi....
Adımlarında özgürlüğe
Peşpeşe kalkar kadehler
Ardı sıra anason tüter gözlerimde
Şişenin dibi durulmuyor
Yeter! çek git başımdan ana
Bu kadeh ana son....
Senin,az sonra diyipte gitmelerin yokmu
Kapıyı dövercesine çekipte giitmelerin
Kendinide alıp gitmelerin
Ertesi güne devredilen dönmelerin
Acıyor haline sensizliklerim bile
Kahkahalarım bile acıyor.....
Gündüzler kalleştir dostum
Saklayabildimi hiç hiç bir sırrını?
Göz önüne kaç kez serdi gün ışıklarında yaşadıklarını
Kaç kez satıldın gündüzlerde
Farkındamısın?
Saklanabiliyormusun gündüzlere
Zamanın eylül hüznü
Hazan kaplamış doğanın halsiz bedenini
yaprak yaprak toprağa düşmüşlüğü
Gözyaşı karışmış hüznüm damlıyor kaldırımlara
Ve
aklımdan çıkmıyor senin umarsızca gidişin ardına bakmaksızın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!