Neden dalıma kondun ey bülbül-ü şeyda
Gül değilim ki, yakıyor , kavuruyor sende ki sevda
Gelişin derdime derman olmak ise derde ne fayda
Gözüm kör, gönlüm vurgun, ahvalim ziyan, aşk başta
Var git bülbül-ü şeyda, benim yüküm bana yeter
Dünya gül-i zardı da ben mi gül dermedim
Felek bana gül dedi de ben mi gülmedim
Zalim kader yar verdi de ben mi sevmedim
Aşkın yolu önüme serildi de ben mi yürümedim
Gözyaşlarıma ipek mendil işlendi de ben mi silmedim
Sevgi gönlüme düştü de değer mi bilemedim
Ya çok sevelim
Birbirimizin kalbine girelim
Ya çabuk ölelim
Birbirimizin kabrine girelim
Kurtuluş istiyorsan ve nurlu şehadet
Şehadet kapısının nurlu anahtarıdır besmele
Anahtar elinde kilidi açmaya niyet
İki dünya cenneti için kendini teslim et
Şu azgın nefsine vur mührü hapseyle
Kimseyi anlamıyorum
Anlamak istemiyorum
Sussam olmaz, konuşsam mı?
Yazsam mı, bilemiyorum
Aklımı takamıyorum
Biz bu dünyanın kahrını çekmeye mi geldik
Acılardan zevk alıp gülmeye mi geldik
İmkansız aşka düşüp sevmeye mi geldik
Biz bilemedik, bilen söylesin, ölmeye mi geldik
Derdimi söylesem can, gamdan bilir
Aşkın acısını ancak ben gibi nalan bilir
Yazsam kalem kusar, yazmasan gönül küser
Gönül yaramı bir ben, bir Rahman bilir
Karanlık içinde uzanırken gece
Bilmem nereden geldi birkaç hece
Şirke mi, gaflete mi düştüm gizlice
Sormalı bir bilene, bu bir bilmece
Cevabı bulmak zor mudur, yoksa zarar mıdır
Birbirimizden habersiz yazılmıştı
Senaryomuz bağımsız yaşanacaktı
Hangi yılın hangi ayı hangi gününde
Yollarımız birleşecek, kavuşacaktı
Her tanışma, tesadüftü, karşılaşmaktı
Takvimden yaprak yolma
Gelirim elbet bir gün
Sen yine de yüzünü asma
Beraber güleriz bir gün
Günler de yalan söyler insana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!