Yarım ekmek
Beş on zeytin
Kibrit kadar peynir
İki de çay yeterdi
Midemizi doldurmamıza
Gelip de gitmeyen var mı? Ey Ademoğlu
Peşine düştüğün nefsin, bak sonun oldu
Üç beş gün sâfa sürdün ise ne oldu
Fani dünyada son kuyumu sen kaz babamoğlu
Dünyada açtırdığım güller laleler soldu
Ahmağa her gün çarşı pazar
Cilt cilt söz yazsan ne yazar
Sığmaz ilmi aklından taşar
Bir söylediğine bir kendi kanar
İblisin aşireti toplanmış meşk de
Çalgı, çengi gündelik heveste
Karanlığın gölgesi, gölgesiyle sevişir
Salaklığın perdesi, tipleriyle çelişir
Bakışlarınla hedef al
Kirpiklerinle vur beni
Ruha neşem ol, dile sal
Aşk yelinde savur beni
Her meyvenin rengine aldanma
Her sözün güzelliğine aldanma
Her yüzün suretine aldanma
Bal olsa zehirlenirsin gönlüm
Gökkuşağı altından geçse aldanma
Suyun içinde ki balığa yağmur yağacağını hissettiren Rabb'im
İnancın sabrı ile teslim olmuş salyangoza verdiğin huzurdan nasip eyle
Mavi gökte rüzgâra kanat açmış her kuşun ötüşünü dua kabul eden Rabb'im
Besmeleyle gider tarlaya
Değer vermez paraya
Örnektir tüm dünyaya
Anadolu kadınları
Her evin cenneti
Hönk hönk böğüren andaval
Sanki kuyruğuna bir basan var
Elbiseyle beylik mi olur mal
Yolunu değiştirir seni görse deccal
Anılar silinmez ki gül yüzlüm, üstünü çizersin
O çizgi üzerinden, anıları çiğneyerek gidersin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!