Yarım ekmek
Beş on zeytin
Kibrit kadar peynir
İki de çay yeterdi
Midemizi doldurmamıza
Biriktirirdi aşıkların gözyaşlarını
Ve demliğinde kurumuş kan pıhtısını
Umursamadan kaç can yaktığını
Ateşe koyar, bekler mazisinin kaynamasını
Elinden nazikçe bırakınca bardağını
Gelip de gitmeyen var mı? Ey Ademoğlu
Peşine düştüğün nefsin, bak sonun oldu
Üç beş gün sâfa sürdün ise ne oldu
Fani dünyada son kuyumu sen kaz babamoğlu
Dünyada açtırdığım güller laleler soldu
Yalanların aldatma ve doğruların ise olmadığını öğrendiğim gün, yalanların ve doğruların beni kandırdığına kanaat getirdim
Ruh ve beden yaşım arasında ki dengesizlik, başımı döndürüyor
Hareket etmenin yaşamak olduğunu kim inkar edebilir?
Yattığı yerde hareket edenin asil olduğu gibi...
Kendimi yasakladığımda değil, karşımdakini yasakladığımda kendimi yasakladığımı hissediyorum. Böylece kendimi tekrar ediyorum
Dramamız, gözlerinde belirdiğinde gamzelerindir gözünden akan gözyaşının mezarı
Bir gün kaybolduğumda, artık bulunamayacak mıyım? Gibi, olmadığım zamanda, daha fazla anılmak isterim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!