Gözlerimden buğusu gitmiyor yalnızlığın
ama adımlarım usul, adımlarım külhan
bakışlarımda yalancı bir serserilik
oysa seni umursamadığım yalan
ince sızılar dolaşıyor eskimiş bedenimde
Kuytularda vurgun yemiş hayatlar yaşanır
Sağanak kabuslara soyunur geceler
Çaresizlik duyumsanır, başıbozuk duygularda
Suskun bakışlarında yitik canların
Pörsümüş de olsa bir umuda rastlanır
Delişmen tarafım korkma,
seni unutmuş değilim
sanma ki,
sevdiğim gözlerin kıyısındaki denizler göçtü
iç denizlerimi açmışım ben okyanuslara,
paylaşmışım benliğimi...
sarılmadan geçmiyor hasretin sancısı
sevdiğine dokunmak,
tutmak gibi yıldırımları
dokunsan yakar,
dokunmasan için yanar...
Uzaktasın yıldızlar kadar
Oysa hasret ne kadar yakın
Karda üşüyen yağmurdan masum
Bulutundan gökyüzü kadar uzaksın
Başı dumanlı bir güney akşamında
Bahçemde bir çam ağacı
Varlığımdan habersiz
Uzanır gökyüzüne,
Yurdundan uzak,
Yalnız biraz…
Geceyle paylaştık yalnızlığı
Kimsesizlik geceye
Sensizlik bana düştü
Yalnız su sesi vardı,
Karanlığın derinliğine akan,
Lavanta kokar daracık sokakların
Koklar delikanlılar,
Her eylülde adım adım...
Apartmana taşınmış avlu sanki balkonların
Yakmış mangalını,
Kurmuş rakı sofrasını
Yıldızlar da kaçtı bu kentten,
Gökyüzünün içi boşaldı
Gölgelendi ışığı sokakların
Sokak lambaları yalnızlığa alışamadı
Doğrular yanlışlara karıştı,
Martı kanadı gibi süzülürken
Gümüş renkli, menevişsiz deniz
İnsansız, teknesiz ve sessizdi
Güneş bekleniyordu kıpırtısız
Ilık bir yel esti inceden
Yosun kokuyordu yükü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!