Ateşler saçıldı evlere, kalmadı buğday,
Moğollar girdikleri yeri etti mundar.
Açlıktan öldü analar nineler çocuklar,
Eller semaya açıldı, süzüldü dualar.
Asrın yokluğunda imanla büyüdün,
Allah yolunda ömrünü çürüttün.
Aşk uğruna ne yollar yürüdün,
Diller destan oldun, yüreklere gömüldün.
Kırşehir'e koyuldun yola,
Hacı Bektaş'a varmaya.
Bayırda topladığın aluçlar,
Yetermiydi garipliğini anlatmaya?
Taşıdın kırk yıl tekkeye odun,
Sebat ettin, değişti huyun suyun.
Eğrisini yakıştıramadın tekkeye,
Hak dilini çözdü, feryat ettin bülbüle.
Her sözün inci tanesi,
Cana can her zerresi.
Gönlündeki ateş, güneşe kafi,
Madumdur gözünde, mazi müstakbel.
Tadacak herkes ölümü elbet,
Yaptığın iyilikler eksiksiz kaydet.
Yunus'un gözü yok parada pulda,
Cennetide istemez, vurulmuş Hüda'ya.
Sevda aldın başına, konuşmadın boşuna,
Oldun Mevla'ya aşık, tuttun dünyaya ışık.
Madumdur gözünde, mazi müstakbel.
Kayıt Tarihi : 8.7.2014 23:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!