Milletin feryadı çıkar ayyuka
İşlerin ederler tevekkül Hak’a
Su yerine agular dağıtan saka
Kazdığı kuyuya gör düşer bir gün.
Kemer sıka sıka bel kıldan ince
Ne bileyim ben mi? Yoksa Güneş mi?
Doğmuştu insanlar doğmadan önce.
Bu Dünya’da ucuz mu beleş mi?
Gündüzü, geceden kovmadan önce
Kelebek olup dallara konardık
ONLAR ÖĞÜNSÜN
Kendi paramızı isterken borca
Elimiz bağlatan kullar öğünsün
Sahip olma şanlı koca mirasa
Ellere köle hamallar öğünsün
Nazım! Ey! Nazım! Nedir bu sevdan
Dar gelir sana o gün kızıl meydan
En sonunda kaldın ortada yayan
Hesap görülür, sağıra köre ne
Var yoluna, kırmızı halı döşe
İş yapılmaz başta olmadan çavuş
Ahde vefa söz yok, gelmez oldular
Gelmezse; sen var eşe, dosta kavuş
Bir kuru selamı salmaz oldular
Geçmişi unutma, ülkünü büyüt
İlmi âlimden, gönlümü ariften
Mazlumu zalimden soramaz oldum.
Ovayı tozundan, dağı dumandan
Suyu çamurundan göremez oldum.
Dostu yabandan, cahili, nadandan
OL HELE
Konanlar cihana, göçene kadar
Öz cevheri, sevgi satan ol hele
Rahmet diler, herkes adını anar
Kabirde çok rahat yatan ol hele
Gidersin gün gelir, sonunu düşün
Pişir gönlünü, aş olmak üzere.
Nice bağlar var, viran olan köşkün
Dünya bağrında, taş olmak üzere
Sarılma bu kadar, heba hevese
Vatandaşı evinden terke zorla
Ekmeğini yede kendini horla
Suçla, hain ilan et raporla
Fitnede plan, ispat olmak üzere
Nasıl bir insanda ne biçim onur
Öğrenciye sevgi, işine eğil
Yaratılanı sev, kul kötü değil.
Kendine güven, başarıya eğil
Bir harf öğret, bin köle öğretmenim.
Cahil kalmasın anlat hakikati
Gönül adamı,duygu adamı, göremediklerimizin adamı,derinliklerde dolaşan GÖLGE ADAM'a hürmetlerimi sunar bir gönül edasıyla selamlarım...
Düşüncelerin yoğrulup duygulara dönüşerek dizeler haline getirmiş olduğu o güzelim ve anlamlı,güncel şiirlerinizi burda görmekten gurur duyduğumu belirtme ...