Ne bir ormanda kaçışan kuşların çığlığı yakışır,
parklarda oynaşan çocukların cıvıltısına.
Ne sabah güneşinin parlaklığı yakışır,
altın madeninde siyanür ışıltısına.
Ne de bir baltanın sıcaklığı yakışır,
ürkek bir ceylanın, kalp atışına.
Bir an, saate bakmayı öğretir insana,
Başka bir an, düşman eder insanı zamana.
Bizim denizlerimiz, bizim dağlarımız
Ve masmavi gökyüzümüz,
Denizde yüzen balık, dağda gezen geyik,
Gökte uçan kuş bizim.
Beş yıldızlı oteller bizim,
Bir ameliyathane kadar
Beyaz ve soğuk bir kış günü,
Soluk almak için çıktığım
Hastane kapısının önünde
Bekler gibi beklerim bazen,
Boşlukta duran duvarsız, içine kapalı,
Gün batımında üzerinde
Taşlar sektirilen denizler gibidir kalplerimiz,
ince narin bir el ya da güçlü kaba bir kol,
Eni konu bir kaç sekiş fark eder,
Oysa taşlar sekerken,
Denizin çıkardığı seslerdir önemli olan.
Bir erkek intihar edecek kadar
Depresyona girse;
Karısının merak edeceği tek şey,
Erkeğin bu hale gelmek için
Ne halt yediğidir.
Belki zamanınız, belki paranız yoktur, belki de bir hamur gibi birlikte yeniden yoğrulup kendinizi unuttuğunuz aile hayatının huzurunu koruma uğraşı içerisinde yıllarca ertelersiniz küçük büyük tüm hayallerinizi,
Ben yapmak istediğim her ne varsa, ertelesem bile kaydederim,
Tıpkı bir katalog oluşturur gibi bir film bir roman bir şiir,
Gezilecek bir yer, belki
Hapsolduğum kendi gurbetimin hemen yanıbaşında,
Yastığında yüzün kaldı,
Hüznün kaldı, penceremde.
Ne karanlık gece bu gece,
Aklımda bir çift sözün kaldı.
Dolabımda bir tek ceketin kaldı,
Gerçeklerden güzellik beklenemez,
Güzellikler gerçeklerden saklandığı ölçüde güzeldirler.
Güzel haberler ver bana çocuk
Güzel haberler.
Hiç kötü haber kaldıramaz
Yüreğim.bu bayram
Ne trafik kazaları, ne ansızın ortaya çıkan
Ölümcül bir hastalık.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!