Huzur evindeyim dostlar
İnsanlığımdan utandım
Gördüğüm o manzarayı
İnsanlığımdan utandım
Yaşlı yaşlı ninelerim
Koca İstanbul güvendim sana,
Bak gelin etinde aldın yavrumu,
Nasıl dayanırım ben bu hasrete?
Bu gurbet ellere aldın yavrumu.
Koca İstanbul söz verdin bana,
Dere kenarında susamış kuşlar
Sürülmüş,yorulmuş,kırılmış taşlar
Tıpkı benim gibi ağarmış saçlar
Kader aynı kader sürüpte gider.
Yeşil ormanlarda kuru ağaçlar
Bir fidan dikipte meyveyi görmek
Bundan daha güzel mutluluk varmı
Bir evlat büyütüp hayrını görmek
Bundan daha güzel mutluluk varmı
Tatlıdır meyvesi büyüyene dek
Hasta düştüm yataklarda
Gözüm kaldı kapılarda
Duymadın mı uzaklarda
Neredesin gül yüzlüm gel
Belki son görüşüm olur
Bir başkadır İstanbul
Boğazdan ayrı güzel
Tepelerden bambaşka
Bir başkadır istanbul
Boğazda çifte gerdanlık
Eldemiki üzülmemek
Ölenlere kalanlara
Olmuyorki duyarsızlık
Ayrı ayrı olanlara
Hergün analar ağlıyor
Bol yağmurlar yağıyor da
Susuzluğum senden kalma
Dilim dudağım kurudu
Susuzluğum senden kalma
Bak akıyor göz yaşlarım
Dünya fani dünya imiş,
Bunca kulun ömrün yemiş,
Her yiğide bir dert vermiş,
Vefasızdır yalan dünya.
Günlerim acı geçirdi,
Dilim seni dilim dilim dilerler
Alay edip ardın sıra gülerler
Söz gümüşse sükut altındır derler
Haddini bil kimselere dokunma
Doğru sözü dokuz köyden kovarlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!