Hakikat demidir meylim nazarım
Varam dedim yordu, yol beni beni.
Arzumanım soldu benden bizarım
Derem dedim yordu, kol beni beni.
Bir daha gidince köyünden şehre
Çamurda sektiğin taşı hatırla.
Gülüp eğlenirken pür neşe ile
Annenin gözünde yaşı hatırla.
Çoğu lütuf bilip azla doyunca
Dost yüreği candır cana
Merhaba de, can merhaba.
Şöyle bak da dört bir yana
Merhaba de, can merhaba.
Yolumuzdan geçenlere
Bülbül ne şakırsın, viran bağımda,
Aşka söz olmayan, dil neme gerek.
Erimez karlarım, sevgi dağımda,
Vuslata salmayan, yol neme gerek.
Aşk ehli olmayan, insan mı olur,
Yaşattığın kara kışı
Ödetirler sana bir gün
Yedirdiğin yavan aşı
Ödetirler sana bir gün.
Vay benim arsız nefsim, nedir senden çektiğim
Tekme, tokat dövsem de yatmıyorsun bir türlü.
Güllerini derleyip dikeninde sektiğim
Ana, avrat sövsem de çatmıyorsun bir türlü.
Derler ki:''Sabrın sonu selamet''
Öyleyse sabret.
Kahır rengi gecelerde düşerse eğer gönlüne bir hasret
Ağlarsa derinden gözü yaşlı şarkılar
Bir günlük bile olsa aldırma
Savur saçlarını rüzgara
Namert görev edinmiş kesmeye dermanını
Emeline varamaz sakın ezilme oğlum
Niyet kurar bozmaya düzülmüş harmanını
Orağına eremez sakın üzülme oğlum.
Göklerde bulut olup şimşekleri boğsalar
Sakladım dünden kalanlarımı, bilinmez yarınlara
Dar vakitlerin insafına sığındım belki
Silinmesin diye anılar
İzlerini sakladım sevgilerin
Aydınlansın diye yarınlar.
Dolanırken yarasında yaşamın
Yüz ağladı yollar vurdu çalı'nan.
Salınırken karasında kışının
Yaz ağladı ayaz vurdu yel'inen.
Bu ne hüzün bu ne keder bu ne kan
Sakın bozulma oğlum isimli şiiriniz çok güzel, teşekkürler
Dağ, taş,.... hüzünde,
olacaktı galiba.
Elinize, dilinize sağlık.
Dr.Abdullah Özdemir