YÖRÜK KIZI
“ Sen Söyle Yörük Kızı Yokluğun Kaç Asır? ”
Yenibaharlara efeleniyordu deli gençliğim
Yargısız yargılara gebe
Şimdi suretsizliğim
Gözlerine çiy düşen firari mutsuzluğum
Kekiklerin kokusunda gece miyim, gündüz müyüm?
Oysa en masum sevdaları işliyorum bedenimde
Yüreğimde sönen kıvılcım
Oysa tarifsiz ruhumda sancılarım
Simdi dilimde sükût
Soğuğun sesini dinliyorum
Yörük kızı şimdi suretsizliğime ağlıyorum
Obalarda şerler işleniyor
Yargısız yargılarla cürüm bitmiyor
Sabrımı biliyorum sessiz gidişlere
Gidişini vefasızlığından sayıyorum
Ellerim cebimde korkut elinde
Kartal yaylasında hülyalara dalıyorum
Gel de özleme şimdi seni, hepsi hayal….
Hadi gel ver ellerini ellerime
Doğada hayaller kurmaya
Bazıları bunu bile yapamazken
Soğuk sulara bırakmıştık kendimizi
Üşümüştük
Ateş yakıp ardıçlardan
Kokulu ateşlerde ısınmıştık
Zamana inat koklardık
Burcu burcu kokuyor kekikler
Kor Ateşe tutam, tutam atardık
Sıcak sıcak tarhana yapıp içmiştik ya
Isıtmıştı içimizi
Şimdi elduran otu gidenlere ağlıyor
Yanına gittiğimiz keçiler süt vermiyor
Yediğimiz doğal peynirler yok
Kuşlar vardı ya ötüyordu
Keklikler şakırdı hani
Şimdi ne kuşlar öter ne de keklikler şakır
Elduran otundan ateş yakıp demlediğimiz
Tavsan kanı çayın tadı bile kekremsi
Yokluğunu anlamışçasına
Avare poyraz esmeye başladı
Titriyorum
Sular şırıl şırıl akıyor
Gelin çeşmesine geliyorum
Koyunlar kuzular yanı başında
Ürkütüyorum yine sürüyü
Köpeklerden yine korkuyorum
Çobanlardan kepenek istedim
Yüzümde hafif bir tebessüm….
Hani otları katık ederdik ekmeğimize
Ellerimizi ovuşturarak odun toplamıştık
Ateşte bulgur pilavını
Ellerimiz yana yana pişirmiştik
Dilek çeşmesinden kana kana su içmiştik
Bir sigara dumanında sarılmıştık
Âşıklar tepesinde biri var
Fotoğraf çektirmiştik belki de aynı adam
Takılırdık ya hani
Ne elektrik var ne de telefon diye
Oh gel keyfim gel diye
Yaşayabiliyor mu bilmem
Ben takılıyorum arada
Oraya gidince
Hâlâ var oralarda yörükler
Olmayan tek şey sen
Sanki gök delindi bulutlar yere indi
Boşaldı yağmur üzerime
İliklerime işledi
Gözlerime buğu düştü
Gel bana takıl sen
yaylaya çıkarayım
Toroslara
Birlikte kekikler toplayalım
Geçen yıl hani toplamıştık aynı yayladan
Özleyince koklarım seni kokladığım gibi
Berivanı bilir misin yar?
Ve öyle kokusu var ki ciğerlerime işlemiş
Ve bir o kadar da güzel açar
Onlara dokunmak
Keşfetmek, okşamak…
Kokusunu elinde hissetmek
Söylemeyin Berivan’a
Şimdi çok üşüyorum.
Ve uyandım
Yatağımda terliyorum…
Zerrem
Osman Türkaslan
Kayıt Tarihi : 27.11.2008 18:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Osman Türkaslan](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/11/27/yoruk-kizi-20.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!