nasıl bulanıklaştığını bilmezdim
şarabî uğurlardım ağaçların güneşe kırgınlığını
uğultulu ve uyuşuk
durgun sularda
kaderlerine ve kederlerine boyun eğince yapraklar
susuk
acı
şiirin önünde şimdi
ölüme sığmayan sarışınlığı gibi genç kızların
kabullenemiyorum nehirlerin sesinsiz akışını
hayal sarnıcımda hüküm süren şarkıyı
gözlerini açıp kapayışın sanıyorum
sen benimle değilsin oysa
artık kent benim için
kediler kuşlar ve yalnızlık düşkünlerinden ibaret
eski balkonlarda çay ve kesme şeker sohbetleri zamana yenik
ve seni sevmekten değil
senin beni sevmeyişinden yorgunlaşıyor
ağır dışarısı kokuşlu ceketim pantolonum
çoraplarım
el çantam
eşantiyon ölüşlere şahit olmamak için
daha çok bağlanıyorum yokluğunun
kir pas içindeliğine
yoksul kış gecelerinin
is kokulu iç çamaşırları kadar samimi
içten
öleceğim ben
yolların sonuna meraklı...
hiçbir eyleme cesaret edemiyorum
ilk sözümde boğulacağım
ilk yağmurda dağılacak renkleri düşlerimin
kaygı ve dağdağa görmüş bedenime dokunmanı istemiyorum
düşünceler hazırlıyorum gri sahillerine anılarımızın
havalar soğumaya yüz tutunca
oyun uykusuzu çocuklar kadar gözü kara
bulut tarlalarına aşığım...
yolların sonuna meraklı
sonsuzluğuyla saçlarını okşamak tutkumun...
Kayıt Tarihi : 25.11.2010 00:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kağan İşçen](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/11/25/yollarin-sonuna-merakli.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!