Yolcu Şiiri - Murat Ülkü

Murat Ülkü
1154

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Yolcu

Yolcu düşer sonsuz bilinmezliğe,
Toprak zindan, gökyüzü buzdan ırak.
Yüreğin ta dibinde o ince sıla sesi,
Her an, kahrolası bir çağrı yaparak.

​Kanar ruh o gözü bağlı bildik yere,
Sanırsın ki kor diner, yara kapanır.
Ama ruhun kırılmış bir yanı yine,
Ömrünce 'gurbet' diye fısıldanır.

​Ne tam orada, ne tam burada, kaybolmuş,
Savrulursun iki yakanın o çaresiz ortasında.
İki büyük sevda, iki sızlayan gözyaşı;
Her gidiş, her dönüşün koyun koyuna arasında.

​İki Yüzlü Hasretin Düğümü
​Yüzün güler, elin sahte bir neşeyle uzanır,
Dost meclisinde yutkunulmuş sıcak bir nefes...
Lakin gece, o lanetli yorgan altında,
Boğazı yırtan sessiz çığlık, kimsesiz bir ses.

​Sıla haykırır: "Yalvarırım, burada kal artık!"
Gurbet pençeler: "Koş! O yollar seni bekler!"
Ruh, çarmıha gerilmiş ikiye bölünmüş salıncak;
Ne varılan, ne terk edilen lanet bir yer güler.

​Bütün köprüler atılmış, bütün sular çekilmiş,
Sen ebediyen yarım kalan bir garip misafir...
İki diyarın da yitik ve kimliksiz yabancısı,
Ne bir hasret nefesi biter, ne bu kahpe ömür kâfi.

​Oysa çare yok, bilirim ki yoktur asla bir çözüm!
Ne sıladan vazgeçilir, ne o zalim gurbetten.
İki yanık aşk da kavurur, derin iz bırakır;
Tek teselli, bu çaresiz, yakan hicran hasletten...

Murat Ülkü
Kayıt Tarihi : 10.10.2025 17:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!