Hava soğuk, gece çökmüş etraf,
Bir kara perdeye sarılmış, duvarlar,
Bir ışığı saklıyor gibi içinde,
Dava ağırlaşıyor Temmuz ayının içinde.
İki dostum beni soruyor bu saatte,
Odalar bomboş, yalnız bir ceset yerde,
Işıklar sönüyor, karşıda bir pencerede,
Bir adam bana bakıyor cansız bedeniyle.
Sabah yürürken, aklımda dünden dümen,
Elimi kaldırıyorum bir araca alsın diye,
Bir bir arkaya dizilmiş sanki ölümü bekliyor,
Bir adam, iki adam, üçüncüsü de binmek üzere…
İçimdeki korku dinmedi, dışardayken bile,
Yoluma devam ettim, ayaklarım batıyor kara yine,
Etraf sisli, ama uzakta biri, duyuyorum annemin sesini,
Koşarak yanına, dedim ki al beni.
Uzakta yine tanımadık yüzler,
Çevir arabayı annem, bu insanlar üzer,
Halimi görüyor musun,
Çektiğimi görüyor musun deminden, neler neler.
Doldur yine bardağa, bir dostum oldu daha,
Benden ne ister bu bahtsız, belki,
Yalnızlığıma düşkün, belli ki tatsız,
Günlerim geçti ama ne acımasız.
Bu kırmızılı olur elbise giyen,
Uzun gecelerde peşimizden gelen, yahut,
Kan kırmızısı gibi gözlerinde, besbelli,
Yolun sonu diye durdum, şimdiden belli.
Kapılar kilitli, içerisi karanlık,
Önümde upuzun yol, ve içimde,
Tarifsiz bir yangın, dünya da istemiş,
Şu ağacı önüme getirtmiş, suçu neydi peki,
Yolcumun, yardım etmek istemiş.
Kayıt Tarihi : 20.12.2024 19:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!