Yolcu Şiiri - Hezari İ Gaddar

Hezari İ Gaddar
75

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Yolcu

YOLCU

Zihin paramparça ruhun yansıması
sözler ki leylanın saçlarının karası
darmadağın olmuş gönül çıktı seyrana
temaşa arz-ı alem bi-baht u bi-karara

oturduğum yerimden tüm alemi gezindim
bana yol gösteren ta Adem'in sesiydin
duymakta kulaklarım bir çırpınış içimde
varılmaz Sana neden bu gaiplik ülkesinde
bir sefirin emrine amade olmuş gibi
kaybolduğum yerinde elimle koymuş gibi
ümid ile hıçkıran gözyaşlarım yoldaşım
kavuşmak ümidiyle çıktığım tüm yollarım
yollar ki evveli Habil Kabil ülkesidir
yollar ki ahiri bir ince sur sesidir
yollar ki bilinmez hep bir iniş bir çıkış
yollar ki bilinmez nezaman sana varış
içimdeki zindana Evliya düştüğünden beri
ben bu yollarında dev adımlı süvari
bin yıllık kervansaraylar konağım
öyle yanık ki bağır arşa çıkıyor ahım
yolların ki
taşlar yağdı başıma hıncımla filler devirdim
gökkubbeyi çarmığa geren bir pehleviydim
sordum sual ettim Münker Nekir bilmedi
Sana çıkan yolların büklümü tükenmedi
ne rahvan koşan atım ne yanımda yoldaşım
yalın ayak birbaşım Sana giden yollarda
döndü sema döndü ben döndü arz döndü zemin
kopsun zelzele tufan bitsin bu dilde hazin
yollarında artık
gök masmavi bir tabut bedenim sığmıyor
al artık yanına bu diyar çekilmiyor
yolculuk aleminin ben tükenen yolcusu
bu bende tükenmeyen yolların uğultusu
yolun
bir Yusuf kuyusu
içine düşsem,yahut
Nuh'un gemisinde bülbüllerle ötüşsem
Süleyman lisanıyla çiçeklerle konuşup
Musa asası olup yılanlarla dövüşsem...

sonsuzluk aleminin bu nokta ülkesinde
atılan adımlar yolculuk mu sayılır
ben ebedi varışın ebedi müptelalısı
yolun dünya denen bir soluğun yarısı
bir soluk ki almadan
alamadan tükeniyor
bir soluk ki albeni
götür artık diyor
ayaklarda derman yok
çeşm akmaktan helak
hasret gözlerde toprak
bu yolculuk ne uzak
medet ya Rab medet
seyrangahın hep tuzak...

Sana uzanan yollar adedince hep devler
devler ki herbiri binbir başlı ejderler
ben ki garip bülbülüm ne olur koyma beni
acımadan yakıyor kanadımı alevler
kaf dağının ardında ankaya mı seslensem
yanıp yanıp ol gibi külümlemi beslensem
açsa kapılarını semanın dokuz katı
ruhumu çekip alsa Azrail in kanadı
uçsam uçsam hayal edilmez diyarlara
oralardan baksam yolunda kervanlara
nasıl görünür acep seyri oralarda
yolunda konaklayan insanlar ve palavra
palavra ki insanı insandan arıtıyor
palavra ki yolcuyu mülk sahibi sanıyor
bilmiyor ki bir nefes gibi gelip geçici
bu deniy dünya nasılda aldanıyor
bilemez tövbeler olsun
zatınla sıfatınla aleme nakş eylemişsin
gören gözün gönlünü kendine taht eylemişsin
yollarında tarumar bu ben geda hezarı
hecrine razı görüp efgana gark eylemişsin
uçmak diler uçamaz ya nicedir ayrılık
gonca diler deremez bu nedenli bağcılık
reva gördün rehine akıtılan gözyaşı
ömür tüketir yollar,alınmaz bir karışı....

Sana bu yollanışım
ne Nef'i kasidesi ne Hayyam rubaisidir
Sana bu yollanışım bir cünunun sesidir
hangi yana çevirsem aşikar görünürsün
çümkü
tüm yollanmışların gönlündeki mühürsün
bu mühür ki Evliyamı yok etti
bu mühür ki beni bende hür etti
yolculuk aleminde o başı boş abdallar
kıymetli ömürleri fuzuli harcadılar
bilmediler Seni,gizlendiğin yerinde
sol cenah iki parmak
iki parmak derinde.....

Hezari İ Gaddar
Kayıt Tarihi : 1.2.2011 00:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hezari İ Gaddar