Her yol bir varma noktasında son bulur
Her yol bir başka yolla birleşir ve sonunda son olur
Her yolcu bir vuslata varmak için yol alır
Her yolcudan birazı, ayrılıp vuslattan, gurbet olur
Ben hangi vuslata hangi gurbete yolcuyum bilinmiyor
Her tohum çiçek açmak için toprak altında uyuyor
Her ölü mezarda dirilmek için bekliyor
Her mevsim diğerine merhaba, kendisine elveda diyor
Her zaman biraz azalıyor, bir başka zaman çoğalıyor
Tüm saatler bir yola varmak için birbirini tüketiyor
Çıldırasıya çırpınışlarda, yol uzadıkça vakit kısalıyor
Avutulmuş bebekler hıçkırıklarında uyuyor
Gecenin kuytusunda, gözyaşları yol olup akıyor
Bir ben kalıyorum, dondurulmuş saat dilimlerinde
Bu kaçıncı yağmur bu kaçıncı soğuk ,ömrümde
Bu kaçıncı kaybolmaktır, bu kaçıncı bulma telaşı bende
Bu kaçıncı çıkmaz yolların sonundaki, duvarın dibinde
Beynimin arka sokaklarında, kalbimin orta yerinde
Bildiğim ama kaybolduğum hicran gecesinde
Bilmiyorum bu soruların ortasında, yabancı bir dilde
Haykırışım kuyuların dibinden, hangi sürgüne
Her yolcunun vardır bir pusulası kimi elinde
Kimi saklanmış sırdır ,bir kendi bilir yüreğinde
Ayağı tökezlemiş yılkı atının hali canımı yakıyor
Kanadı kırık kuş, Buğdayı kaybolmuş karınca beni üzüyor
Bayramlığı çalınmış çocuk gibiyim, bana bayram olmuyor
Ben bir yolcuyum
Yol kayıp, pusulam çalınmış, azığım yok, vakit dar akıbet bilinmiyor
Kayıt Tarihi : 7.6.2018 02:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!