Ak sayfalara taşınan izler ve doğurgan düşler karanlığın getirdikleriyle yolunu çizer. Girilen yol kendini gösterirken, girilmezlerinde ışıklar söner. Hangimiz çıkarız bu yoldan, hangimiz düşeriz yarınların eksik kalmışlığına…
Çizilmiş yol çizilecekten kısa olurken, imgelerin özgürlüğü ellerime sürülü ve sür dediğim gediklere surlar örülü… Dilim bağlı, gözlerimin kuytularına sıkışık bir yüz belirginliğini yitirir. Böylesine tüketmişken dünü, unutamamanın göbek bağını hangi imgelemin kudretine kurban etmeli…
Bir oyundu sadece, özlemler arasına gelgitlerle sıkışmış. Bilyelerin çukurları doldurmadığı, kaytansız topaçlar yalnızlığında… İpleri koptu çıtalıların, çocukluk öldü. Sil/ahlar ulaşmasın gecelerin bitimlerine ulaşan tanyerlerine ve çocukluk yürüsün yitirilmişliğiyle kendisini büyüterek…
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta