Kafa kafaya vermiş
suskun bacalı evlerin
çatılarında örülür korku,
sevgiden yoksun
ateşten köz sözlerle
.
Ayaklar kayar
..
Üç küçük kızla birde annesi
Beraber gelmişler Antalyaya tatile
Dillerinden anlamıyorum
Konuşmalarına bakılırsa
Rus yada Polanyalı olabilirler
Kızların en büyüğü on yaşında ancak var
Kaldıkları bir hafta boyunca
..
Üst Not: Altı yıl önce yazmış olduğum bu yazı, çeşitli gazetelerin 'en' köşelerinde ve yüzlerce web sitesinde yayımlandı. Elim kalem tuttuğu sürece de her Ramazan-Kurban bayramında, 'çocukluğumun ayakkabıları'nı sütunumun daimi misafiri edeceğim.
...
Bayramlar, çocukların gözbebeklerine baktığım günler... Hep çocukluğumda kalan bir ışığı arar dururum. Ayaklarına bakarım çocukların; bayramlarda çocukların ayakkabıları yeni olur çünkü...
Hani son akşam başucuna alınıp yatılan ayakkabıları, 'Hangi çocuğun ayağında görebilirim? ' umuduyla ayaklarına bakarım çocukların önce, sonra da gözlerine...
..
Barışı yayalım güzel insanlar
Savaşlar bir daha asla olmasın
Sevgiler selinde geçsin zamanlar
Yaşayan duygular asla solmasın.
Kim olursa olsun dost eyle zevkle
Yoksulluk ağında yardım et şevkle
..
Uykularımı astım geceye.
Kimseler görmeden,
Gizlice..
Yığınla kar olup yağdı dalıma,
Sabaha kadar yoksulluk.
..
Dünyaya geldim de elim koynumda
Gülemedim nidem derdim çok benim
İşlerim rast gitmez oldu yolunda
Söyleyemem inan derdim çok benim
Can dediğim dostlar kıymet bilmedi
Bir gün olsun acılarım dinmedi
..
Güneş,
Kızıl ışınlarıyla selamlar bu dağları...
Rüzgar,
Çığlığı anımsatan ıslıklarıyla...
Kış mevsimi,
Uçarken donan kuşların düşmesiyle yere.
Yoksulluk,
..
Taş yağa başınıza!
Başınıza taş yağa…
Kutsal toprakların çocuklarını,
Naçar ettiniz utanmadan,
Göçer ettiniz sıkılmadan,
Unuttular mutluluğu,
Dertleri içer ettiniz…
..
Yeni doğmuş bir bebek kadar taze saf ve günahsız,
Sorgusuz sualsiz ve de gelir dünyaya hesapsız,
Kimbilir ki bununda kaderi hep bahtsız,
Yolda kalanlarda var zamanlı ve de zamansız,
Günler ayı aylar yılı kovalar,
Fakiri ezer zengine ise konarlar,
..
Bu memlekette ne yok ki, umuttan başka,
Küfür var, küfürbaz var, yobaz var.
Dinden imandan eser kalmamış,
Hacısı var, hocası var, fitne var.
Bu memlekette ne kalmış, övünç duyacak,
Haramı var, zinası var, riya var.
..
hani derler ya
herkesin bir topuğu var Aşil’den
söylence ne denli gerçek bilinmez
masallar taşıdık sırtımızda
sanki kambur!
yitirildi sadelik ve varsıllık
..
Zamanlarım senin yokluğuna sığıntı
Gözlerime mıhlanan yoluna yıkıntı
Beynimi tutan, sensiz anıları yutan
Ağır yükünde yüreğime vuran takıntı
Sokakların senfonisinde dudaklarıma yakındı
Bilmiyorum, kaldırımlarına anılarımız düştü mü
..
Deniz herzamankinden daha durgun
Sular hasta bir çocuk gibi güçsüz,yorgun
Siyah bir gece, her zamankinden daha çok
Hafif hışırtılar, başkaca bir ses yok
Bir meltem esmekte sessiz ve derinden
Bir meltem ki karanlığın en koyu yerinden
Sandallar kumsala uzanmış uyuyor gibi
..
UYUTTU BİZİ
At gözlüğü takıp baktık dünyaya
Çerçeveli camlar uyuttu bizi
Kimde hıyar görsek tuz alıp koştuk
..
Aydınlığın bittiği yerde
Ara sokaklar başlar
Islak, yorgun ve aç
Terk edilmişler mahşeri
Korkunç felaket girdabı
Aç köpekler, tenezzül etmezler
Ekmeksiz, kemiksiz
..
Gezerim yalın ayak
Oy baba fakir baba
Yoksulluk biz ne yapak
Vay baba garip baba
Çorap, lastik parası yok
Oy baba işsiz baba
..
Sırlanmış kale duvarları,
Nice fetihlere açmış kapılarını,
Şahit ihtiras, heves ve kanlı savaşlara
Ve saklamış acılarını…
Dönen saksının sesi,
Ustanın sabrında hüneri,
..
Ne rahatın vardı,nede bir günün.
Bizi büyütürken,tükendi ömrün.
Giymedin giydirdin,eskiyken üstün,
Seni çok özledim,vefakar anam.
Güç verirdin bize, o duruşunla,
Affederdin beni,gelsem suçumla,
..
Lalenin siyahında boğuluyordu şafak
Güneş yaşlı kaktüsün ufkundan doğuyordu
Orta çağ rahibinin kisvesiyken yaşamak
Annem göğüslerinden ışıklar sağıyordu
Yokluğun girdabında beş can damar damardık
Babam sigarasının en puslu heceleri
..
özgürlük tadına doyulmaz pınardı
başıma gelmedik dert kalmadı
suyundan içtiğim için
nice nice sevgilere gidecektim
savaşlar yoluma taş koydu
barışı seçtiğim için
..