YOKSULLUK ŞİİRLERİ

YOKSULLUK ŞİİRLERİ

Mehmet Tevfik Temiztürk

Hatırla bir gününü an, yoksul olduğunu,
Düşün fakirliğini, muhtaçlık duyduğunu…

Çaresizlik ne acı, mücadele etmek zor,
Yoksulluk katlanılmaz kalpleri yakan bir kor…

Gerek yardımlaşmayla gerekse iyi bilinç,
..

Devamını Oku
Ali Osman Yılmaz

Almuhtada-3-
Kendimle konuşmalar.
Sevgi ve Eşitlik Üzerine

Benim umarsız dostum! Eğer perişanlığının nedeni olan yoksulluğunun,sana eşitliğin bilgisini ve Yaşam’ın zihniyetini açıklayan olgu olduğunu bir bilseydin,bahtınla hoşnut ve doygun olurdun.
Eşitliğin bilgisi diyorum:Çünkü zengin,bu bilgiyi arayamayacak kadar mesguldür ve o servetine servet katmayı düşünmektedir.
Ve yaşam’ın zihniyeti diyorum:Çünkü güçlü,gerçeğe giden yolu izleyemeyecek kadar düşkündür kendi egemenliğine.
..

Devamını Oku
Hüseyin Sönmez

Yoksulluk sofralarda açtı
Gedik.
Halkım aç,çaresiz ve
Bitik.

Bin çilenin girdabı sarmış
Dört bir yanını,
..

Devamını Oku
Turgay Akbulut

“Yoksulluk kader değil” belki de....

Her düzene uygun yanaşık düzen eğitimi
“Ayak değiştir! ”
Her iktidara uyumlu renk, meze-ahenk
Düzenin adı olsa ne olur, Demokrasi
Paravan
..

Devamını Oku
Hamdi Korkmaz

Toprak bir yamada
Derme çatma biriketten
İki göz odalı
İçi çamur sıvalı
Çatısı havalı
Gece konduydu evimiz
Elektriği suyu olmıyan
..

Devamını Oku
Nevzat İncedere

Aç doğdum açlar elinde, varlık alemine
Bir garip hal dolanır dilime diyemiyorum
İstemedim dünyada ne serveti ne varı
Taşımaz bedenim çok mülkü biliyorum

Karun'un da kalmadı bu alemde serveti
Bak varlığının ne eseri var ne asil rengi
..

Devamını Oku
Zeynep Ünaldı

Göz pınarlarımda iki damla yaş
Seni andım yine bu gece anne
Sarıp kucakladığım buz gibi bir taş
Yittiğin yerde aradım anne

Sensizlik yoksulluk sensizlik ölüm
Bu derin sızıya yok tahammülüm
..

Devamını Oku
Mehmet Baki Öztokmak

Benim baba imajım
Acımasız hayatın
Hıncını alır gibi
Ezmesi adım adım

Benim baba imajım
Yoksullağa inadın
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

7-] Etnik yapılar gelişemediğinden evrensel olamazlar, güdük kalırlar. Elbette ana dilini bilen bir toplumsal birey toplumun önünde bir sorunsaldır. Üstelik zaman içinde aşılacak bir olgunlaşmadır. Etnik diller klan içi iletişmenin, itaati, geleneksel söylem ve anlatımlarıdı kültür koşullandırmaları vardır. Örneğin, feodalizmin en büyük sosyal zemin kaynağı etnik yapılardı birlikler gücüdür. Aynı soy oluşa tabiiyet ve tabiyetin getirdiği boyun eğiş, birlikte kalkıp birlikte oturma kültüdür. Tabiidir ki u kült şimdiki güncel toplum sal olana, çok çok aykırıdır.

Etnik davranma (serbestlik) , hiç bir suretle, özgürlük ve özgür eşilme değildir. Aksine özgürlükler bağımlaşılarak kullanım rahatlığı ve kullanım doygunluğu sağlayışla, zorunlulukların üztesinde gelebilme muktedirliğidir. Yaşamı toplumsa muktedirliklerlen çekici kılmanın süreçleşmesidir. Oysaki etnikti serbestlik, öznel haktı kullanım olup; topluma dek uzanmakla yani yeni toplumsal yapı ile uyuşamamanın bir uyumsuzluğu, özgürleşememe sorunsalıdır. Çünkü etnik yapı, günümüzde o eski kendisine ait, zaman ve zemine değin olan oluşma ilişkisel bağlamlarını kaybetmiştir. Bu yüzdenle de öznel etnik serbesti bilmezliklerle, topluma taşınışlarla, serseri bir mayın gibi toplum içinde yüzerler.

Etnik yapılar, yeni olgu ve olay ve gelişmelerle girişmeyen ve bu yüzden değişme ve yeniye dirençli olan sosyolojik bir atıllıktır. Bunun siyasi çevrisi de; o etnikti toplum yöresini, o feodal oligarşik yapı içinde tutmayı hedefleyen, toplum dışı, bir gerici anlayıştırlar. Bir toplum içinde, onca mücadlesi verilen etnik yapılar, ileri dogru güncelin süreğinde bir akışla verilen mücadele olmayıp, eski olanı tutucu olmanın hoşlanması ile verilen bir mücadeledir.

Tarihteki övgü dolu etnik dirençler, günümüzdeki gibi bir karmaşıklaşan toplum ve bu topluma dek üretim teknolojilerinin oluşmadığı dönemlere ait tutumudurlar. Günümüz gibi tükettiğinden fazlasını üretebilen toplumsal yapının oluşmadığı imparatorluklar dönemidir. Emperyallerin, apaçık etnik emek sömürüsüne karşı, benliğini olumluca ve insanca korur olan, bir esir olmamanın tutkalı olan aidiyet direncidir.
..

Devamını Oku
Mehmet Çobanoğlu

Melül gözlerim hiç bahar, yaz görmedi
Dalım elimde kurudu gül vermedi
Gelen, giden olur diye yol gözledim
Şirpençem azdı, vefasız yâr gelmedi

Karakış hep beni dertten derde saldı
Yaramı deşti, umutlarımı çaldı
..

Devamını Oku
Adil Oğuz

Sizlere inandık güvendik diye
Nedir bu işgence bu zulüm niye
Kulak verin artık halkın sesine
Bu millet bu zulmü hakediyormu

Halimiz perişan gören görüyor
Bu millet yokluktan öldü ölüyor
..

Devamını Oku
Hüseyin Kaçıran

Ruhumda bir sıkıntı var
Gitsin diyom gitmiyor ki
Yoksulluk başıma bela
Gitsin diyom gitmiyor ki

Düşünüyom nasıl etmek
Bilmiyom nereye gitmek
..

Devamını Oku
Mehmet Halil

Emperyalizm kendi krizi ile karşı karşıya kaldığında daha da saldırganlaşıyor. Saldırganların hedefi ise asalak geçinenler değil, tam tersine bizzat ellerindeki maddeleşmiş emeğin sahipleri oluyor. Onları daha ucuza çalıştırmak için baskıları azami derecede artıyor. Sosyal hakları kısılıyor, işten atmalar sürüyor… Zincirlerinden kurtulmak isteyenler cezaevlerine tıkanıyor, kurşunlanıyor. Maden ocaklarında ve diğer iş alanlarında bile bile ölüme gönderiliyorlar. Zenginler avcı, mazlumlar av oluyor. Zenginler avlarını kolay avlayabilmek için bölüp parçalıyor… Milliyetlere, mezheplere renklere, bölgelere göre ayırdığı insanları birbirine düşürüyor. Ötekileştirip, damgalayıp, karalayıp, suni farklılıklar yaratıp, farklılıklar arasında düşmanlığı körükleyip egemenliklerini sürdürüyorlar. Mazlumlar kendi aralarında savaşıp kendilerini tüketerek zayıfladıkça, zenginler güçlü görünüyor.
‘’Av dünyanın her tarafında sürüyor, efendiler ulusal çıkarlar adına avlanmayı sürdürüyorlar! Mazlumlar da terörist faaliyetlerini’’1
Tarihi güçlüler yazıyor. Kendileri saldırgan oldukları halde meşru müdafada olan mazlumları terörist ilan ediyorlar. Güçlü iletişim araçları ellerinde olduğundan sesleri yüksek çıkıyor ve bu yüksek ses mazlumları aldatıyor, korkutuyor, sindiriyor, kendi tarafına çekiyor…
Korkmak, sinmek, onların peşine takılmak onları sömürülmekten kurtarıyor mu? Hayır. Her gün yoksulluk ve acılar artarak devam ediyor…
Sürdürülen soğuk ve sıcak savaşlarda parçalanan acılar bütün mazlumları yaralıyor. Acısız insan yok gibi… İnsanın özü gereği, her insan önce kendi acısına eğiliyor. Hangimiz ağrıyan yeri dururken sağlam tarafımızı tutarız? Ama bu da yetmiyor. Görülüyor ki bireylerin ve grupların, kendi acılarına eğilerek bitirilebilecek gibi değil… Bu daha çok zenginlerin işine yarıyor.
Sayın Abdullah Öcalan’ın da Newroz mesajında belirttiği gibi ‘’Emperyalist kapitalizmin ve despotik yerel işbirlikçilerinin tüm dünyaya dayattığı Neo liberal politikaların yol açtığı kriz, bölgemiz ve ülkemizde çok yıkıcı bir şekilde yaşanmaktadır. Halklarımızın ve kültürlerinin etnik ve dini farklılıkları, bu kriz ortamında, anlamsız ve acımasız kimlik savaşlarıyla tüketilmektedir. ‘’2 esas olan tüm ezilenlerin emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı ortak mücadelemizdir. Mücadelemizin Çıkar odaklarına karşı birlikteliği ön plandadır.
Zenginler zenginlikleri oranında bencilleşirken, yoksullar da yoksullukları oranında, kendi durumlarından yola çıkarak, diğer yoksulların duygularını da anlama yeteneği kazanıyor kendi acılarına birlikte çözüm aramaya başlıyorlar. Şartlar bunu dayatıyor.
..

Devamını Oku
Altan Bekir Esen

Hiç kimse mutlu değil hayatta..
Çocuklar bile..
Hep birşeyler eksik,bir seyler yarım..
Kimi kalpden dem vurur,
Kimi cepten..
Yoksulluk işte..
yoksuluz işte..
..

Devamını Oku
Derya Derin

Yüreğimde suskunluğun tortusu
Ansızın bir yorgunluğa uyanan gecede
Beyhude bir vazo
Yağmur kuşları
Buğulu bir yoksulluk
Nefesimde bir düğüm
Adını fısıldasam
..

Devamını Oku
Turan Yükseloğlu

15.03.1921Talat paşanın ölümü
Devrimin, kurtuluşun ruhunu temsil eden,
Bu uğurda canı pahasına başını öne eğmeden,
Öksüzlük, yokluktan sadrazamlığa yükselen,
Nemrut Kürt Mustafaca idama mahkum edilen,
Yoksulluk içinde iken Ermenilerce öldürülen,
Talat paşaya allahtan rahmet diliyorum.
..

Devamını Oku
Mehmet Ali Baş

BIRAKIN DEMOGOJİ YAPMAYI
GeERÇEKÇİ OLALIM ŞİMDİ
NE İŞSİZLİK BELASI
NE YOKSULLUK SANCISI
NE DE AYRILIK ACISI
HİÇBİR ŞEYE BENZER Mİ ÜSTADIM
DİŞ AĞIRISI BU
..

Devamını Oku
Mahmut Nazik

atta yular
kurtta tasma
yoksuluk- minnet -kuluk
kulluk- minnet- yoksulluk
ah şu sizin öğretilmiş köleliğiniz
'sükut altın' diye diye, vurdurduğun boyunduruk
bilmez misiniz güzel kardeşler, aşk başına buyruk.... Mahmut Nazik
..

Devamını Oku
Necdet Uçan

gözün çıksın yoksulluk
dilin kurusun
duygularım ölmeden
zemheriyi geçirip
ulaştıracak mısın
ilkyaza
ne kadarı kaldıysa
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Eksik bırakıldı;
Aşırı yoksulluk...
Ayartılarak aldatıldı;
Aklı çelinendi.
İlk adımı attı;
Başladı; işe.
Meteliksiz kimse
..

Devamını Oku