Non fui, fui, non sum, non curo *
Artık hiçbir yer güvenli değil
geç kaldım kendime!
Yüz çeviriyorum
yokluğunda yaratılan her şeye!
Güneşin sıcaklığı ki Sen;
bilmezler şimdi
yüreğimdir bedenimde buzlanan,
yine de ne haldeyim biliyorum
biraz dudak dişlemesi
biraz da yokluğunla kutsanmış kül!
Bir annenin fotoğrafına sarılmak,
giydiği son elbiseyi koklamak,
duvara yaslanıp
sonu gelmeyen gözyaşlarıyla konuşmak,
gündüzden geceye bakıp
puslu ninniler mırıldanmak...
Annesiz zamanlarda
hiçbir şey bir başka şeyin yerini almaz.
Yine de şimdi
yaptığı konserveler kadar telaşlıyım
yeniden hatırlanmaya...
Yokluğun varlığımla salınırken gecede
en sevdiğim ninniyi küstürdüm tek başıma
gel tut elimi, tuz tadı bir başka
en çok dokunurken acizdir insan
gözyaşına!
Sana kurbandır çocuk gülüşlerim,
bu nasıl özenle sevmedir Allah'ım
damarımın içine
hüngür hüngür ağlayınca kanım!
Anlamsızdır çünkü her şey
hiçbir sevgi doldurmaz içinizdeki ıssızlığı
fayda etmez gözlerinizdeki usul şefkate
ölüm düşmandır çocuk kalmanıza
beşiğinize sığmazken siz!
Ve büyümeniz asılı kalmıştır
bitkisel bir uçurtmayla...
Anne,
tuz tadında yansır hayalin
son gülüşünü dikişledim yanaklarıma!
O çekip gittiğinden beri
yani akıp giden zamana
teslim olduğundan beri
kendi çocuk tulumlarımızda
sessiz sedasız boğulacağız
cami avlusuna bırakılmış gibi...
Yeni bir emziğe
yeni bir ninniye
bir ağlama haline
yürümeye başlarken yere düşme felaketine
öksüzlüğe kendinizi hazırlar gibi
yani çocuk yüreğinizi
dayanmak ve katlanmak için
bileylerken bir o kadar
yeniden canlanır
yitirmeyi öğrenemeyen çocuk cüsseniz!
Anlaşılamayan bir dilin ritmik sesinde
duyuramadım sesimi
kırılan saatin bütün kumları yapıştı dilime
ve affet anne
soramadım ölümün kirli ellerine
saçlarının örgüsü açılacak mı diye!
Yalnızca anne tebessümünün
bütün bir çocukluğu kaplayan anlamı
yok eder hayatınıza verdiğiniz tüm anlamı
ve onun gülücüğü dışında her şey
yaşam kadar önemsiz kalır şimdi!
Sen gittiğinden beri
kokusuna vurulduğum yok!
gökyüzüne bakmıyorum artık
rahmetini kesti
sıyırdım çocuk tanrılarımı yeryüzünden
ateşte yaktım öğrettiğin masal kahramanları
boynuma doladığın atkı da çok üşüyor
kıymık gibi batmışken ölüm yanaklarıma...
Kayıt Tarihi : 30.6.2020 19:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Non fui, fui, non sum, non curo ( yoktum, varım, olmayacağım, umrumda değil)
geç kaldım kendime!
Yüz çeviriyorum
yokluğunda yaratılan her şeye!
Anne...
Güzel şiir...
Tebrikler
Teşekkür ederim Bekir Bey değerli cümleleriniz için.
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum
Cennet olsun mekânı.
Selamlar ve sevgiler sn Toprak
Amin. Teşekkür ederim Murat bey.
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum
Selam ve saygılarımla
Teşekkür ederim.
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum
duyuramadım sesimi
kırılan saatin bütün kumları yapıştı dilime
ve affet anne
soramadım ölümün kirli ellerine
saçlarının örgüsü açılacak mı diye
Her bir satırın tadı farklı. İnsan doyamıyor
Teşekkür ederim değerli Şair.
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum
O el anne eli değilse tüm hüzünler seninledir.
Bunu öğrendim annesiz geçen yıllarımdan.
Yine ağladım yine ağladım.
Anne ben sensiz hep ağladım...
Bir kıta benim Annem Şiirimden kabul buyurursanız...
Böyle şiirleri okurken bir hüzüne bürünür yüreğim
Öbür dünyaya intikal etmiş Tüm Annelerimizin mekanları cennet olsun InşaAllah..
Kaleminize gönlünüze bin bereket olsun
Slm Saygılarımla..
Teşekkür ederim Gülay hanım değerli cümleleriniz için ve Kıymetli şiirsel eşlik için.
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum
TÜM YORUMLAR (30)