Yirmi Birinci Yaşın Acımsı Mutlulğu

Gülşen Şenderin
426

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Yirmi Birinci Yaşın Acımsı Mutlulğu

İstanbul hiç bu kadar görkemli ve acımsı güzel
Olmuş muydu ki yaşamımda; sızan göz yaşlarıma inat
Edasıyla Boğaz sırtları, asma köprülerin ışıltısı
Yaşam çığlıklarıyla yeşil giyinikti İstanbul kat kat
Kuş cıvıltılarıyla dallarda, baharın şebnem kahvaltısı
Yaşamın gonca konca çiçekleri,baygın baygın kokuları
İçime dolarken,acıtarak bu denli de kanatarak
Itır ıtır ciğerlerime böyle hoş, dolmuş muydum ki!

Yağmurun nostaljik kokusu geliyordu esin esin
Kümelenmiş pamuk yığını dolgun bulutlardan
Gizemli, büyülü bir ses ve yumuşacık bir el
Bakırköy Fişekhane'ye sürüklercesine, aniden
Atıverdi beni,araba ve insan seli aralarına...
Yıllarca Vita Fabrikası’na sırdaş olan bu cadde
Eskisi gibi yağ kokmuyordu, emek kokmuyordu!
Yeşilin yerini alan kaldırımlar, çocukluğum kokmuyordu...
İş tabelaları, eczaneler,vitrinler, baş döndüren trafik
Adeta kalabalık kokuyordu kaldırım taşları.
Julyet marka bisikletimin pedalları artık
Geleceğe gebe hayallerimi çevirmiyordu...

Annemle Carousel Mado'da dondurma yerken
Gözlerinin sıcaklığında yürek yakan en saf sevgileri
Ufukları aşan, gemiler dolusu dilekleri vardı.
Koton'da unutulmuş el emeğinin renkli kumaşlarda
Yaz çiçeklerinin açtığı moda esintileri uçuşuyordu...
Acıbadem Hastanesi’nin modern, paraya dayalı
Hayat kurtarışlarının sevinçli ruh cıvıltıları vardı etrafta.
Her yaşa hitap eden ışıltılı vitrinler, ortamına hülyalı
Medeniyetin, para çarkını durmadan çeviriyordu!
Bu şatafatlı alış veriş merkezinden çıkıp ilerledik
Halka hizmet kalitesini, büyük marketlere kaptıran
Zeytinlik Halk Pazarı, balık kokularıyla tütsüleniyordu...

Ataköy Birinci Kısım ve işte F:26 blok, beşinci kattan
Marmara’ya akan gençliğim gülümsüyordu, ateş nehri sanki!
Sahildeki Galleria'dan, ne ilkler tütüyordu duman duman...
Çarşıya doğru ilerlerken D:2 bloğun önündeyim
Buram buram kokuyor, genç kızlığa geçiş anılarım
Göz pınarlarımda sıralanan, inci dizisi kristal kürelerin
Büyüleri bozulmasın diye, özen gösteriyorum
Anıların acımsı tadını dem dem tazelerken yutkunuyorum...

Ataköy İkinci Kısım, basket oynadığımız alan, derken
Kavaklı Park’tayım,O kaçamak zaman aralıkları...
Özgürlük melodileri dinletiyor, hışırdayan kavaklar
Çay, kahve sohbetlerine sığınmış umut paketlerinden.
Ataköy Beşinci Kısım, kurutulmuş dere ve D:10 blok.
Sevgiye muhtaç,kimsesiz felçli minicik bir Van Kedisi.
Ne çok çaba göstermiştik onu kurtarmak için ailece...
On yıl önce, cennet dediği bu güllü,yaseminli evde
Acılarla unutamadığım 'Babamın, engin hayalleri
Bize devrettiği lav lav mutlulukları, göz kırpıyordu...

Beni Viyana'ya götürecek olan uçak havalanınca
Minyatür bir BEN Ataköy’ ün tüm kısımlarından
El sallıyordu, geriye dönüş emellerine asılarak.
Gözlerimdeki anı dolu, yaş kristal küreleri koruyarak
El sallıyordu,DEDEMAN en acımsı mutluluklarla
El sallıyordu yirmi bir yıl, yepyeni ufuklarla
El sallıyordu İstanbul, el sallıyordu yedi tepeden
En acımsı mutluluklarla, el sallıyordu ^^Kristal Küreler^^

09-06-2004-Çarşamba
Ataköy../ İstanbul

°°° Gökçe’me 121'den de çok yaşlar dilekleriyle °°°

Gülşen Şenderin
Kayıt Tarihi : 6.11.2004 10:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ali Işık
    Ali Işık

    günlük gibi olmuş , yaşam kesitlerinin dizelerde seslenişi.. tebrikler arkadaşım...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Gülşen Şenderin