Feride’ye…
içimden, yüklü bi’ tren katarı gibi geçtikçe adın,
ben, hayattan koptuğum bi’ dal yakaladım,
geldin, oturdun böğrüme, içtikçe acılaştın,
buz tuttu evim; sen, benim; en soğuk savaşım…
……………………………………………………..
ben;
acımı fitilleyip, sevinci kınayarak,
kavgaya buyur ettiğin şövalye,
kıpırdama; vuruluruz…
kıpırdamazsan; hep tutsak kalırız, kurulu düzene…
……………………………………………………..
ölürsem şimdi sensiz, ipin ucunu bulamaz kimse,
dosyam kapanır; ben; bay hiçkimse…
……………………………………………………..
yürütüyorsun günleri, yaralarıma sürtüne sürtüne,
bi’ toz bulutundan başka bi’ şey değilim;
ansız zamanların içinde…
kesintisiz bi’ gölgeyim;
gömdün karanlığı yüzüme…
boynuma, bi’ hamaylı verildin;
koruyorsun beni, kendimden bile…
……………………………………………………..
geceleyin üzerimi açıp, kaçıyorsun,
düşümde, anın yağıyor üzerime…
yüzüm, kedere kesmiş; boydan boya,
senden başkasına kanamıyorum;
usturam da eridi, suratımda…
……………………………………………………..
düşüncem; yol alan bi’ gemi; umuda çarpa çarpa,
her kıyıda, senden artırdıklarımla,
yeni düşler kuruyorum; göğün omuz başlarında…
gün ola; harman savrula, söz ola; nutkum tutula…
……………………………………………………..
sen;
kaideyi bozan, bi’ istisna; isimsiz yokluğun; müstesna…
sensiz yalnızlık; yusyuvarlak bi’ kaya…
hayattan usanıp, ölüme birikirim,
aklımda saydıkça, kupkuru papatya…
ölmek; kusur değil ama,
seni bi’ daha görememek var ya…
21 Şubat 2016 Pazar / İstanbul
Halil IşıkKayıt Tarihi : 26.2.2016 23:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!