Yine bahar gelmiş, memleketime.
Erguvanlar çiçek açmış, ne güzel.
Türlü türlü kelebekler uçuyor,
Börtü böcek beste yapmış, ne güzel.
Ekinler boy atmış, yeşermiş bağlar.
Güneşe yaslanmış yemyeşil dağlar.
Merhametsiz karanlık içindeyim
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Devamını Oku
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Osman bey, yorumunuz için çok teşekkür ederim. Burada geçen el de salladık ifadesi yöresel bir ifade değil. Almaca yörenin en yüksek tepesi. Köyde o gün her şeyi yaptık, hatta Almaca'ya çıkıp el bile salladık anlamında. Selamlar.
Güne yakışan bir şiirdi.
Şairini tebrik ediyorum.
'Almaca'ya çıkıp elde salladık.' dizesinde 'elde salladık' ile belirtilen yöresel ifadeyi anlayamadım. Bir açıklama yapılırsa memnun olurum.
Saygılarımla.
Osman bey, yorumunuz için çok teşekkür ederim. Burada geçen el de salladık ifadesi yöresel bir ifade değil. Almaca yörenin en yüksek tepesi. Köyde o gün her şeyi yaptık, hatta Almaca'ya çıkıp el bile salladık anlamında. Selamlar.
Şiir gibi şiir dediğimiz şiirlerden bir şiir okudum bir okursun bir daha okursun zira türkü gibidir okuyucu dilinde böylesi şiirler kutluyorum
tebrikler kutlarım
Medine-i Münevvere'de maddi sıkıntıların hakim olduğu ve insanların yiyecek birkaç lokmaya muhtaç oldukları bir dönemde Resulullah-sav- namaz sonrasında beraberinde bir kaç sahabesiyle maddi durumu biraz iyice olan bir sahabesini ziyarete giderler. Sahabe onları buyur edip avluya bir sofra serer ve üzerine kuru hurma dolu bir kap yanına da kuyudan çektiği serin su dolu bir kırba koyarak der ki; "Ya resulullah siz bunları yerken ben bir oğlak kesip pişireyim ve bahçeden taze hurma da devşirip geleyim der ve bir müddet sonra da dediklerini yapıp sofraya onları da getirir. Karınları açlıktan gurul, gurul öten sahabeler bu yiyeceklere iştahla ellerini uzatınca resululllah gözleri dolu, dolu olarak ; " HESAP GÜNÜNDE KİŞİ KENDİSİNE LÜTFEDİLEN HER TÜRLÜ NİMETTEN SORGUYA ÇEKİLMEDİKÇE ORADAN AYRILAMAYACAK!" diye buyurunca ashab ellerini hızla geri çekip" Peki ya resulullah biz şimdi bu nimetleri yemeyelim mi?" diye sorarlar. Resulullah cevaben buyururlar ki;" ELBETTE YİYECEKSİNİZ VE ALLAH'A ŞÜKRÜNÜ EDA EDECEKSİNİZ AMA(SÜMMELE TÜSELÜNNE ANİNNAİM) -SONRA SİZLER SİZE LÜTFDİLEN HER NİMETTEN MUTLAKA SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ- AYETİNDE BUYRULDUĞU GİBİ BU NİMETLERİ VEREN ALLAH MAHŞER GÜNÜ SİZİ MUTLAKA BUNLARDAN DOLAYI SORGULAYACAKTIR!" deyip besmeleyle ikram edilen şeyleri yeyip ev sahibine teşekkürlerini arz ederler.
Bu dünyada verilen nimetler ahiret yurdundaki yani cennetteki nimetlerin birer numunesidirler ve sadece tadımlıktırlar.Bu nimetlere mazhar olan kullar onları verene onun istediği manada kulluk yaparak şükrünü ve hamdını eda ederlerse o günkü sorgudan berat etmiş olarak ayrılıp devamlarından istifade etmeye hak kazanırlar. Yoksa şükrü ve hamdı eda edilmeyen -başta kendi vücudundakiler olmak üzere- bütün nimetlerin hesabı kendisine cehennem yurdunda Allah'ın dilediği müddet kadar kalarak ödetilir vesselam!
Şiir manalı ve güzeldi. Şairimizi can-ı gönülden kutluyor daha nice böyle güzel şiirlere imza attırmasını Rahman ve Rahim olan Allah'tan temenni ediyoruz.
Herkese hayırlı çalışmalar...
Erzincana Girdim Ne Güzel Bağlar
Erzuruma Vardım Dumanlı Dağlar
Bu uzun hava gibi güzel
Kimbilir bir gün birisi bu şiiri bir uzun hava olarak havalandırır da bizler de dinleriz
Şiirler şairlerin kimliğini yansıtıyor.Bu da şairin serbest tarzda yazdığı şiiri...İçinden geçenleri olduğu gibi yansıtmış.Tebrikler Salih kardeşim.
Bundan sonra,
Daha yavaş atacağım adımlarımı
Daha ürkek olacağım merdivenden inerken.
Yemeği daha yavaş yiyeceğim,
Acele etmeyeceğim,suyu içerken.
Artık..
Hiç bir şeyi dert etmeyeceğim
Olur olmaz sorunlarla,
Yormayacağım kafamı.
Daha yavaş düşünüp,
Daha geç karar vereceğim.
Daha az ağlayıp,
Daha çok güleceğim.
İnsanları seveceğim
Eskisinden daha çok.
Dost olacağım,nefret ettiklerimle bile
Yerli yersiz kahkahalar atacağım
Olur olmaz zamanlarda.
En umulmaz anlarda,
Ağlayacağım.
Baharları...birde
Yağmuru çok seveceğim.
Deli dolu yağsada.
Gök gürültüsünü,şimşekleri seveceğim
Güneşi seveceğim üstüme geç doğsada.
Geceleri daha az kalkacağım
Daha az uyuyacağım vesair saaterde
Günü daha çok yaşayacağım.
Emekli oldum artık
Ne kadar zor olsada
Buna alışacağım.
Salih Çelik
Kayıt Tarihi : 24.9.2005 16:09:00
Yokluktu, hastalıktı,ev hapsiydi, kuraklıktı, seçimdi, geçimdi... velhasıl içimizin karadığı şu günlerde tam bir bayram şekeri gibi şiir.Ne güzel...
Aslında kasvetli konuşan insanlardan uzak durmamızı öğütler pek çok pskolog.Hayatı tek başımıza omuzlayıp taşımak zorundaymışız gibi bir ağır sorumluluk altında hissederiz.kendimizi. tabi bu duyguyu biraz da çevremizdekiler bize empoze eder.Okuduklarımız yazdıklarımız izlediklerimiz...oyunlar, filimler,tartıçmacılar, siyasiler...Herkes bize biraz kendini yükler.Şu dünya lideri şunu deniş, bu siyasetçi böyle yapmış, şu a. belleyecekmiş, şu yuva yıkmış, şu edepsiz bu utanmaz...Velhasıl bitmez tükenmez bir ciddiyet ve karamsarlık içinde kendi kendimizi bir takım başka insanların kör karanlılğına hapsettiğimiz; bizi kötüleme yarışından bir kaç dakikalığına kurtaran iyimser bir şiir.
Şiirin sadece teması, ana duygusu değil, ses akışıda insanı mutlu edecek şekilde düzenlenmiş.Şairini kutluyorum.Jüriye teşekkür ediyorum.
Aslında şair kendi köyünün değil, Türkiyenin baharını anlatmış. Ne güzel....Ülkemin tüm insanlarının yüreğinde böyle güzel baharlar yeşermesi dileğiyle ve saygılarımla...
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta