Abdülselam
Daha aşksız ve kitapsız
lisede
ipince
esmer yürekli bir oğlan
Bu sensin
Ve sesin
Bu terin ve tenin haklı ıslaklığı
Kal öyle
Isıt gözlerimi gülüşlerinle
kuşatılmışlığa kar yağıyordu
toprağın mayınlı şakağı ürkek
ve sabahın yeni renginde bir asker
cizre yolunda güneşe bakıyordu
herkes bir dünya konuşurken dilinin yordamıyla
asolan hayattır
bir akvaryumda yazmak,
akvaryumda yaşamaktan
kolaydır; bu yüzden
her dize biraz eksik
her şiir biraz yalandır..
bir düğün gecesi mardin'de çektirdiğimiz resim
benden söz eder
yüzüm, bu öksüz ülkenin bütün sabrını kuşanmış
örtülmüş perdeleri gülümsemenin
demek mardin'de biraz akşammış…
arınıyor, deviniyor gökyüzü
toz
ve ter karışıyor hayatıma
uzak git bölünüp dağılan
eksilip savrulan ne varsa!
gittiğin yer bir yağmur damlası kadar yakın
gittiğin yer bir uçurum kadar uzak
herkes yeniden yazgısına kanacak
gittiğin yer kalbimde hep kan kadar sıcak
garına ve akşamına varmamış bir trenle
yolcusun
özlemin, kimliğin ve arka cebinde terlemiş biletinle
sen iki ömrü törpülerken sevgilim
ve sürdürürken o civan ısrarı kederinle
bir ömür düştü payıma
tufan!
çıldırmak için...
düşler besledim güpegündüz
dövüşmek için
dicle kadar kurudum
ne sustum ne konuştum
çöplükte bir gül gibi
böyledir savruluşlar
Bu uygulamanın amacı ne? biri yardımcı olursa çok sevinirim :)
Yılmaz bey şiirlerime göz atabilir misiniz ....eleştirileriniz benim için önemli
sevgili yılmaz odabaşı. kimbilir nerelerdesiniz? merakındayım. [email protected]