Yılmaz Odabaşı Şiirleri - Şair Yılmaz Od ...

Yılmaz Odabaşı

Diyelim
ki sessiz gecede poyraz…

Sis çökmüş o heybetli dağlara;
yurdun
da kar altında, gözlerin gök-

Devamını Oku
Yılmaz Odabaşı

Bugün iki kez yağdı yağmur;
iki kez eskidim sanki.

İki ömrü kol kola yaşadım ben;
biri nergis bahçesi, diğeri mahşer yeri.

Devamını Oku
Yılmaz Odabaşı

Suları
boğdu
dalgalar.
Ses hoyrat,
sevinç yılgın,
şakaklarım sonbahar…

Devamını Oku
Yılmaz Odabaşı

Resmin rehindir gurbetimde.
Gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba
ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin.

Alnı özlemle dağınık bir akşam getirdim sana.
Sar, büyüt ellerinle, konuk et sıcaklığına;

Devamını Oku
Yılmaz Odabaşı

I

Yağmur dalgın bir efkâr giyinir Ekim’de.
Kumrular sokağı‘*nda çekilmiş bir diş gibi kalırım;
çekilmiş bir diş gibi
Diyarbakır’dan...

Devamını Oku
Yılmaz Odabaşı

Ömrümde nice sızı var
kışların önü, sonu var.
Kalbim bu kuşatmalarda dar;
dağlarda ölmek isterim.

Ben ateşten, hınçtan doğdum.

Devamını Oku
Yılmaz Odabaşı

-İsa’dan sonra XX. yy.-
I
Yaşarken de söyledim kimse bilmeyebilir bunu,
Fatiha suresi kadar eski,
günlerin çarmıhında isa kadar yaslıyım
ve tanrılar kadar çok yaşadım

Devamını Oku
Yılmaz Odabaşı

“Bir şiirde, bir satır saklayabilir başka bir satırı
Nasıl ki bir kavşakta bir tren belki örter bir treni
...
Aşkta, başka bir sitem saklayabilir bir sitem
ve küçük bir serzenişte, koskoca bir şikayet gizlidir belki
Bir adaletsizlik bir başkasını saklayabilir-bir sömürgeci bir başkasını

Devamını Oku
Yılmaz Odabaşı

“Eski güzel şeylerden değil,
yeni kötü şeylerden başlamak gerekir.”
-Water Benjamin-

Göç
geçer...

Devamını Oku
Yılmaz Odabaşı

Yalnızlığımda seni büyüttükçe kalabalıklaşacağım;
Sen kendi kalabalığında hep yalnız olacaksın…

I
Kapattım ucu kıvrılı yerinden bir defteri
Bir defter adınla hükümlü şimdi...

Devamını Oku