-I-
Ay Doğarken
Akşamları
Bir garip hüzün çöker sineme.
Bir beyâz çile gördüm yarına el salıyor.
Zemheri ânı buygun, şafak seyri çâresiz
Zaman kemirgen gibi rûhumda diş biliyor,
Gölgeler kaçışıyor, fırtınadan habersiz
Elem beni özlemiş! Saçlarımı anıyor,
Yüce sesler inleyip bana doğru geliyor...
Bir perde ki sensin o, açılman günâh olsa,
Hep perde melâl üstüne hep perde inatla.
Yorgun geceler sonrası bitmiş acı dünde,
Dinlense bu ömrüm o mâsum kahve gözünde
Dinlense bu rûhum o mâsum nûrlu yüzünde...
Hangi sebep var ki; yaşamak için
İsyanımdan gayrı karım mı kaldı?
Kupkuru ruhuma kan vermek için,
Ey ben! Sual imdir! Halin mi kaldı?
Bu canın bağrında yürümek için,
I - Söyleşiye Başlarken...
Bırak Ece’m dökülsün mürekkep aktığınca,
Ahuzârını çizip defter toyda eğlensin.
Alev saçsın cümleler semâyı yaktığınca,
-I-
Sevda yüklü gemiyken tayfası deniz kokan,
İdamken ilk limanda yazına bahar dolan...
Ve yeni bir doğuşla
Yaşanmamış gözleri ömre rücû ederken,
Iztırar hallerimde kayıtsızken sen gönül;
Bir de aşk failiyken, canı tazmin ederken
Çiğ düştü şuuruma çiğnedin beni gönül.
Beyânı feci yara tercümanı yok bunun
Canımda ölüm kokar,
Gönlümde feryâd kopar.
_______________bir mum ışığı yanar,
_______________sızılı kanlar akar.
Ruhumu hicrân sarar,
Bu can yâreni sorar.
Bir düş ve ayaz rengi fîgan kentini sardı,
Nice bilge sagunlar ziyâna merhem çaldı.
Çeri saçan eyvahlar meydanı kuşatırken;
Virane hazanıma gül dolu bahar yağdı.
Şimâl yıldızı güldü artık hilâl sönmüyor,
Aşkımın kıssaları buhranda kükrüyorsa,
Lâl olan sazın teli feryâd, figân gibidir,
Umudun gül bahçesi baharda surkuyorsa
Kör bülbülün bestesi yanık ağıt gibidir.
Anılar umut diye geçmişe su serperse,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!