Sarı bir kazak üstümde,
Sevgilimden hediye.
Hatırlasana çay içmiştik.
Yasak ilişkiler üzerine.
Adaletin bu ise dünya,
Hep aynı yöne dönme,
Arada dur,
Bir bak sağına, soluna.
Kim şanslı?
Kara dut çarpıntısı bir sevda.
Kopardıkça dalından
Elinden çıkmayacak leke
Her bir tane sevgine yol alır.
Her tanede daha çok izi kalır.
Kara dut‘dur sevdanın adı.
Bitirdin ne varsa yanan,
İçimde olan,
Bakışlarımdan anlamadın,
Güzel sözler bekledin,
Her an....
Listelenmiş sevdaların peşinden koşuyorsunuz
açlıktan kör olmuş gözleriniz.
Ezdiniz geçtiniz kim yada ne varsa,
Durdurulamaz olmuş hain nefsiniz
Yüzlerde tebessümleriniz sahte,
Yokluğunun nehrindeyim,
Akıntıya ters çekiyorum kürekleri.
Yoruluyorum...
En yakın kıyıya çıkıyorum.
Yokluğun uğramış buraya da,
İğde ağacı renksiz,
Kör bir dilencinin ayak sesi
Yağmur borusundan dökülen su
Çaresiz kalbimin içinde yaşama arzusu
İşte ben bütün mutluluğumu
Senin rüzgar sesi kokundan aldım.
Sağlığına içiyorum,
Kristal bardak içinde akvaryum suyu,
Balık aklım gidip gelmekte,
Nefesim kesik.
Uyku çoktan dayanmış kapıma.
Dakikalar saatleri,
Saatler karanlığı kovalarken
Yeni bir güne uyanamamak
Tek derdimiz değil artık
Nefes almak
Değil geceleri kokunu anımsamak
Gözlerin bile gelmiyor rüyama.
Yalana bak...
Oysa kilit vurup gitmiştin kapıma.
Sonra gözyaşım ıslatır yastığı mı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!