Yılmaz Anık Şiirleri - Şair Yılmaz Anık

0

TAKİPÇİ

Yılmaz Anık

Senin sesin güzel, benim kalemim güçlü. Şarkıyı sen söyle, şiiri ben yazarım.
Çayı ben demlerim, yemeği sen yaparsın.
Çünkü benim evimin mutfağına en güzel sen yakışırsın.

Devamını Oku
Yılmaz Anık

Canım sıkıldı bir şarkı dinledim, bir de sigara yaktım. Sigara kesmedi, biraz da alkol aldım.
Sesini duymak istedim,
aradım,
açmadın.
Özledim.
Ve o gün öylesine çekindiğimiz bir resim ile, bugün ölesiye hasret giderdim..

Devamını Oku
Yılmaz Anık

Bugün pazar ve özledim desem bir şey değişmeyecek, ölüyorum desem umrunda değil. Bizden artik mevzu bile olmaz. iyisi mi kapatalım bu konuyu.
Sahip cıkamadığımız yerden;
Özleyenin de, özlenenin de..

Devamını Oku
Yılmaz Anık

Farklı şeyler peşinde değilim sevgilim.
Alırım yanaklarını avuçlarımın icine, alnından öperim seni..

Devamını Oku
Yılmaz Anık

Göz göze geldik, ellerini tuttum. soğuktular. Avuçlarımın içine alıp ısıttım. Isındım. Onun elleri ısındı, benim içim. Elleri minicikti ve bir bebeğe davranılması gerektiği kadar nazik.
Gülhane parkında yürüyüş yaptık, birlikte oksijen depoladık. Bi kaç hatırada resim çekindik. Sarayburnu sahilindeki kıyılarda oturduk sonra. Bir ara beline sarıldım. bundan daha güzel ne olabilirdiki..
Eminönünde gördüğümüz bir palyaço bizi güldürmüştü. Galatada çayımızı yudumlarken onunla olmanın verdiği heyecandan dolayı saçmalamaktan korkmuştum. bu kez benim ellerim soğumuştu. Ellerini tuttum, avuçlarım terliyordu.
Hayır atak değildi geçirdiğim, bu tamamen aşk'tı.
Aşk'sın
Aşığım..

Devamını Oku
Yılmaz Anık

Satmışım anasını saat bilmem gecenin kaçı
elimde eski ince belli bir bardak
eski dedimse bardak eski değerinden değil yani.
Kafam trafik lambası gibi; bir kırmızı, bir sarı, bir yeşil..
Hayat! ha durdu, ha geçi ha geçecek..
Meğer kaç düğmesi kırıkmış gömleğimin

Devamını Oku
Yılmaz Anık

Şimdi her şey çok güzel; toz pembe gelişigüzel yaşıyorsun. Karşına yeni insanlar çıkacak, tanışacaksın. hatta birlikte güzel vakit geçireceksin. belki de hediyelere boğulacaksın. çok mutlu olacaksın.. Hayatında değişiklik yapman seni kendine iyi hissettirecek.. "böyle kafam rahat" diyeceksin.
Ama bir müddet sonra ne olacak biliyor musun? Ö Z L E Y E C E K S İ N.. Merak edeceksin.. Gece uykuların kaçacak.. "acabalar" aklını karıştıracak.. Beynin yorulacak düşünmekten.. Kimseyle konuşamayacaksın.. Cümle kurmakta bile zorlanacaksın.. Seni hiçbir şey mutlu etmeyecek.. "ben ne yaptım" diye sorduğunda kendine pişmanlık duyacaksın.. Ve sana neyin var diye sorduklarında UNUTAMADIM diyeceksin..

Devamını Oku
Yılmaz Anık

Bildiğin gibi değil, bilmediğin gibiyim; sigaraya başladım, şişede de dünden kalma iki kadehlik var, fonda Sezen Aksu çalmaya devam ediyor. pakette 3-5 dal sigara, kalbimde kırıklık var.
Merhem tutmuyor yaralarım.
Gözüm uykuya hasret, uykusuz kaldığım gecelerim var.
Sabah hep aynı, güne küfürle başladığım sabahlarım var.
Aklımda "beni düşünüyor mu" sorusu var cevabı hiç değişmeyen hep "hayır" olan.
Çünkü o bencil yüreğin hep kendine müslüman.

Devamını Oku
Yılmaz Anık

Şimdi seninle aynı koltukta film izlemek vardı. Sen mısır patlatırken, ben kola bardaklarımızı doldururdum. Aynı filme defalarca gülen iki şapşal olmaya da razıydım. Gerçi sen normalde de şapşalsın :) Ama kalbimi çok güzel fethetmişsin.
Neyse ki gözlerin çok güzel. Yoksa başka da sevilecek bir tarafın yoktu. Dermişim :)
Hayallerde olmasa halimiz duman. Olasılığı olmadığı gibi sınırı da yok kurduğum hayallerin.
Dalgaların kıyıya vurduğunu düşün, denizin hışırtısını hisset, çisil çisil yağan yağmuru düşün bi kaç martının sesi eşliğinde, toprağın kokusunu hisset, göz göze geldiğimizi hayal et, iki kelimeyi bir araya getiremediğimi düşün, bu kez şapşal olacak olan benim. Seni kimsenin benim kadar sevemeyeceğini düşün, hayallerin sınırı yok; seninle nikah masasına oturduğumuzu düşün, heyecanla "evet" dediğimizi, ayağıma bastığını düşün,.. olacak çocuğumuzu düşün, ismini ne koysak diye edeceğimiz kavgaları düşün, gözlerinin sana, huylarının bana benzediğini düşün..
Otur. Bunların hiç gerçekleşmeyeceğine ağla.
Yaşanmışlara ağla. Yaşayamayacaklarımıza ağla. Düşündüğümüz mutluluğun hayaller de kaldığına ağla. Bir heves uğruna nasıl da bitirdiğine ağla. Senin uykudan kalkan o sersem halini bile bu kadar çok seven bana ağla. Giderken arkana bile bakmadığın, simdi gelsen bile her şeyin çok geç kalmışlığına ağla.

Devamını Oku
Yılmaz Anık

...yine de açık bir kapı bırakma bana.
O kapı cennetin kapısı olsa, bir daha dönmem sana...

Devamını Oku