Ah, keşke sevginin derin sularında yüzebilen biri olsaydın,
Ne bir okyanus kadar büyük, ne de bir damla kadar küçük...
Kimse kaleminden dökülen şiirlerle seni böylesine anmayacak,
Adın anıldığında kimsenin gözleri böylesine ışık saçmayacak .
Kimse seni böyle tutkulu ve içten öpmeyecek,
Kimse böyle de hasretle sarılmayacak
Kimse kirpiklerinin sayısını ezbere bilmeyecek,
Ellerin hiç öyle sıcak tutulmayacak.
Sonra içinde hep bir boşluk olacak,
Bir yankı gibi dönecek,
Çıtayı indirmek için çok uğraşacak
Ve her defasında kırılacaksın..
Ve sonra hiç kimseye hevesin kalmayacak ,
İçindeki çocuk önce sana küsecek
Aynada gözlerinin ışığı sönecek,
Bir yıldızın son nefesi gibi.
Baktığın her yerde anıların olacak,
Tanınmış bir ressamın eseri gibi
Çok bilindik bir şarkının kırık ezgisi gibi...
Herkes bize benzeyecek ya da,
Tüm yüzlerde beni arayacaksın.
İzlediğin her filmde, okuduğun her kitapta...
Dokunduğun her tende yanmak isterken,
Daha çok soğuyacaksın, bir kış gecesi gibi...
Saatlerce bomboş oturmanın ne demek olduğunu
Belki de ilk kez anlayacaksın,
Boş bir tiyatro salonu gibi sessiz ve yalnız.
Ruh eşin sandığın kişinin hiçbir şeyin olmadığını anladığın an,
Şok olacaksın... Bir yıldırım çarpmış gibi.
Nerden mi biliyorum?
Sen gelirken ben senden dönüyordum...
Bir yolculuğun sonunda, bir başka yolculuğun başında...
Kayıt Tarihi : 17.4.2024 00:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ve zaten öyle... 6 HAZİRAN 2021 ERZİNCAN