Bir ben varım evde, birde yalnızlık.
Kırık masada iki kahve fincanı,
Biri benim,
Bir ömür dinlenir bir yerlerde
Öncesi meçhul sonrası meçhul,
'Ateş olmıyan yerde duman tütmez' derlerde,
Bu hayat evinin,ateşi meçhul,dumanı meçhul.
Zehirlenmiş gözlerini
Çevirme artık bana, yabancıyız.
Soğuk, dokunma ellerinle ellerime
Ayrıldık artık apayrı dünyalardayız.
Bu ebedi kopuş oldu; geri gelmeyeceğim.
Ne zaman geceye yıldız düşse..
Hasretler girer kapılardan,
Hüzünler dolar odalara,
Yine askıda kalır kısa tebessümler
Ödünç alınmış gülücükler sırra kadem basınca,
Gün olur kervan döner,
Bizimde geçer yolumuz bir akşam vakti o yerlerden,
Gruba karşı, ince belli bardaktan,
Yudumlarız tavşan kanı çayımızı,
Üzülme gönül.
Deniz sessiz.
Dalga kırık,güneş soluk.
Herkes suskun, hayat durgun,umutlar yorgun...
Ben ben değilim artık
Güneş okşardı saçlarını, rüzgar değil,
Sen bilmezdin ki fırtına nedir? bora nedir?
Kar bile görmedin ki, be çocuk.
Ellerin çatlıyor mu soğuktan.
Donuyor mu ayakların?
Sen bakma arsız, arsız gülüşlerime,be Gül'üm,
Şarkılarla şiirlerle avunmaz oldu gönlüm.
Hasretin alevden bir top gibi yanarken içimde.
Bahar gelse ne yazar?
Bir meçhule doğru
Akıp gidiyor ömrüm.
Gidiyorsun
Yüreğinde yaşadığın sehir.
Çocukluğun,gençliğin
Uğruna ömrünü versende,
Bir türlü sevilmeyi hakedemediğin sevdiklerin...
İsterse onlarca çocuğun,
Yüzlerce torunun olsun
Yalnızsın.
Kolun kanadın,
Bir sürü soyun, sopun
En sevgili bireyi de olsan, koca bir ulusun,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!