içimdeki sır gösteriyor kendini,
çekilince dışarı saklı çekmece,
sandukayı ya boş tutmalı,
ya da içine diri konulmamalı.
nicedir bir Ayasofya, gezisi gibi
senden sonraki hayatım,
hani ilk okulda gittiğimiz gibi,
hani her İstanbul küçüğünün gittiği gibi.
nereye dönsem yüzümü,
buram buram geçmiş çarpıyor burnuma,
nereye çevirsem gözlüğümü,
bakışlarım köreliyor,
oysa geçici diyor tanıdığım tüm doktorlar,
ve elimdeki reçeteler remork remork,
üzerlerinde unutmak yazıyor,
altlarında padişah turaları.
içimdeki sır gösteriyor kendini
çekilince dışarı saklı çekmece,
ömrüm soğuk bir müzede geçiyor,
ki bütün heykeller buz
ve gittiğinden beri yüreğim yanıyor,
soğuğun keskin sıcağında.
nicedir bir Ayasofya gezisi gibi
senden sonraki hayatım,
ilk okulda gittiğimiz gibi,
her İstanbul küçüğünün gittiği gibi,
lakin ben rehberimi çoktan kaybettim,
belki de bu yüzden,
içimdeki sır gösteriyor kendini,
çekilince dışarı saklı çekmece,
sandukadaki yılan hüznü.
Kayıt Tarihi : 26.11.2003 16:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Aksoy](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/11/26/yilan-huznu.jpg)
uzun zamandır tanıdığım sevgili bedrettin aykın ın (veya değiştiren her kimse), şiire bu tür bir müdahalede bulunması kabul edilemez.
bu durum, şiirde belirli bir zümrenin nasıl tekel oluşturduğu ve şiiri kendi istedikleri kalıba sokmaya çalıştıklarının en güzel örneğidir.
bu bağlamda, yeni şair ve şiirlerin tüm bu tabu ve tekelciliği yıkmak uğruna, tek bir çatı altında toplanması gerekmektedir. nitekim bunun öncüleri de gerekli adımları şimdiden atmışlardır.
ediyorum.
TÜM YORUMLAR (4)