Hangi şehirde rastlaşırız ki?
Söyle...
Söyle ki ezberleyeyim sana çıkan her sokağını.
Aklıma kazıyayım attığın her adımı,
bastığın her kaldırım taşını.
Söyle ki silmesin hafızam denizlerine çıkan caddelerini.
Kulak çeperlerimden girmeli
Sesinden çıkan her nota
Seni duymalıyım.
Kar beyazı teninden saçılan
Her ışık dalgası
Seni görmeliyim.
Boş bir merdivenin başındayız.
Yanı başımızdaki kırmızı, solgun pencere
Bizi kıskanan güneş ışığını;
İçeri almamaya çalışıyordu.
Etrafımızdaki kalabalık
Konuşacaklarımızı merak ediyordu,
Kalbime girdiğinde başladım
Yılları saymaya
Seni görünce başladım
Hayatı yaşamaya
Bir ceket almıştın bana
Hatırladın mı?
Acılardaki,
Sevinçlerdeki yaşanmışlıklar...
Her boşlukta yaşanmışlıklar var,
Cemal Süreya masasında.
Tek bardak rakı kadehidir,
Dik bir yamacın sonundayım
Güneş ışıkları gözlerimi kamaştırıyor,
Kör oluyorum.
Toprağın verdiği ucuz sıcaklık
Ayaklarımda yangın yeri...
Yangını söndürmek içinse
Unutamam seni demiştin
Hatırladın mı,
Unutama Beni Çiçeği?
Rüyalarında rast düşerken bana
Unutamadım demiştin
Hatırladın mı,
Sen gittin ya Veronika;
Kitap okuyamaz oldum,
Bir satır söz yazamaz oldum.
Pencereme konan güvercinlere,
Selam veremez oldum.
Şu yağan yağmur,
Şahitlik etsin aşkımıza.
Sen gözlerime odaklan.
Yanağından akan yağmur damlaları,
Gökkuşağının oyununa katılsın.
Gökkuşağındaki her renk,
Bir otobüsteyim.
Yalnız başıma...
Uzun bir yolculuğun sonu artık.
Nereden bindiğimi,
Nereye gittiğimi,
Saatin kaç olduğunu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!