Keşke hayat bir tavla olsa
ve o tavlada yenen beni
sadece sen olsan
okul zamanlarımda sus pus
o sarı saçların deli gönlünde
belkide bağlamışsın çözülmez
en sevdiğin türküydü sesimden mihriban
Kara tirende hep geçikirdi
meraklanırdın, belkide gelmez diye
Bilmediğim bir isimden
Bilmediğim bir şehirden
Belki senin bile tanımadığın
Birini beklerdin sanki hep
O yeşil gözlerin
O hep sustuğun zamanlarda birşeyler anlatırdı
Sürekli çözmeye çalışırdım
Anlayamadığım her cümlede içim yanardı
Sabahları kelimelerinin hepsini örmüş saçlarına gelirdin
İsmin gibiydin ne de edalıydın, çok da güzeldin
Ve hep beklerdim ne zaman salacaksın saçlarını
Ne zaman dökülecek kelimeler
Avuçlarımı açmış beklerdim.
O masumluğun
doğa yeşili gibi vurmuş gözlerine
Bakardım
Bakardım da,
koşmak isterdim bilmediğim bir diyara
gözlerinin içinde
Keşke hayat bir oyun olsada
Beni yenen sen olsan
Yine sussan...
Emrah Ateş- Eda'ya
Emrah AteşKayıt Tarihi : 3.6.2009 12:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gülünçtür ki Eda'yı hep sarışın olarak hatırlarım o ise inatla kumral olduğundan dem vurur. Ama şiiri değiştirecek de değilim. :)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!