Neşe tükendiğinde her soru, her söz
Anlamsızlığa kavuşuyor.
Hatalarımla uyuyorum;
Ruhum ağarıyor, utanırsın diye
ruhumu tuhaf hatalı sargısından çekiyorum.
Ruhumu unutma zelda,
Zamanın bir noktasında durduğumuzda
ben seni hissederken,
hevesli bir mezar yerini
umutlandırmayı deneyeceğiz.
İçinde sönmüş alnıma beyitler dizen
vahim bir fotoğrafta gezeceğiz.
Şimdi ölüyorsun, yaşayanlara
benzemenin tek yolu bu, biliyorsun.
Zamanın bir noktasında yakaladın sevmeyi.
Kalabalığın içinden geçtin, yoruldun.
Sen değil, yeryüzü titredi, sen ağlamadın
gökyüzü ağladı, sen hep bir şeylerdin,
sen hiç konuşmadın
hayat kelimeler çekti içinden.
Ama gidersen dirilir yaşamın sonlanışını
Bir çay daha içmek, biraz daha oturmak,
kuşları saymak, bulutları soymak zorlaşır.
Bir tohum daha ekemem
Suyun akışına, ateşin yanışına.
Sen gidersen ben olduğum gibi
taşlara kazınan aşkı toparlayıp
hissetmeyi terk ederim.
Sen benden bir asır daha büyüksün
Başka bir dünya için küçük.
Ah, beni yalnızlığa bağışla
Sen gizlenmiş her şeyin dahası
Sen benim,
Yeryüzünün son zeldası.
Kayıt Tarihi : 21.12.2022 01:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!