Yeni Gün Şiirleri Şiiri - Ercan Demirci

-Sabah-ı Şerifler Hayrola-

Saat yine çaldı her zamanki sıkıcılığıyla.
Uyanır uyanmaz ilk yaptığı şeyi
Yine yaptı ve yine şaşırmadı.
Hava aydınlanmıştı evet.

Kaç milyarıncı kez yaşanıyordu bu yeryüzünde?
Kaç insan gözlerini oğuşturuyordu
Ve ellerini ovuşturan kaç insan vardı şu anda?
Gözlerini ovuşturanların çatısında yağmur tıpırtıları
Ellerini oğuşturanların altlarında koltuk gıcırtıları
Ve kimin umurundaydı bir şiirde yanlış yazılmış sözcüklerin
Yumuşak ge üzerinden tashih edilmesi,
Mutlu etmeyecekmişse çığlık çığlığa uçuşan martıları.

Ağaran günlerin sayısı arttıkça
Sıradanlığının farkına varıyordu.
Çocukluğundan beri niyeyse
Sevmiyordu gecenin ortasına uyanmayı.
Her uyandığında dünkünden farklı bir cümle kuruyordu
Kişisel gelişim kitaplarında yer alan
Sözlerden hoşlanmıyordu fakat
Kurtulamıyordu da onların gölgesinden.
Bu sabahki cümlesi:
‘Bütün insanlar, uykusundan, çocukluğunda uyandığı gibi uyanır! ’ dı.
Dünkü cümlesini hatırlamaya çalışmadı bile
Akrostiş denemesi miydi neydi, diye geçirdi aklından, hepsi o kadar.

Şimdi yine traşsız yüzüne iki avuç su çarpacak
Kahvaltısını yapacak yarım yamalak
Ve fırlayacaktı sokaklara.
İnsanlar, insanlar gelip geçecekti yanı başından
Vitrinlere bakarken, buyurun ne bakmıştınız
Diye soran mağaza çalışanına ‘hayatın anlamına’
Yolda rastlaştığı tanıdıkların: ne arıyorsun hayırdır buralarda sorusuna
‘Hayatın anlamını’ Diye cevaplar verecekti.
Kendi isteği dışında atıldığı/itildiği bu denizde
Yüzmeyi öğreniyordu.
Bazen yorgun düşen kollarını bırakıyor iki yanına
Ve başlıyor denizin dibine doğru batmaya
Sonra ciğerleri çatlayacak gibi oluyor, yüzü kızarmaya başlıyor
Ve bir hışımla çırpıyor kollarını, bacaklarını
Çıkıyor suyun yüzüne, nefes alıyordu.
Nefes almak gibisi yok diyordu.
Yazarlar, çizerler, düşünürler başka şeyler söyleseler de
Bazen, nefes almak gibisi yok arkadaş diyordu.
Boğulmaktan son anda kurtulduğunda söylerdi bunları.
Sair zamanlarda kuantumdan girer, nirvana’dan çıkardı.
Zıvanadan çıktığı zamanlarda da darwin’e selam çakar,
Ezan sesi eşliğinde üç maymunu oynardı.