YEMEK ŞİİRLERİ

YEMEK ŞİİRLERİ

Hüseyin Karayel

Bizler, ademoğlu, insanlarız.
Et yeriz, balık yeriz.
Sebze yeriz, meyve yeriz.
Açgözlülüğümüz tuttuğu zaman,
Birbirimizi yeriz.

Ve katagorilere ayrılırız.
..

Devamını Oku
Otuzbir

kulağımda boktan bir müzik sesi.gece olmuş zerre uykum yok.onu özlüyorum.o kim mi? charles bukowski.keşke yaşasaymışta biraz daha fazla kitap yazsaymış.oku oku ezberledim tüm kitaplarını.tanrımın yazdığı tüm kitapları ezberledim.herneyse hayat sıkıcılığı ve sıcaklığıyla devam ediyor.hala dünyanın bir yerinde insanlar ölüyor ve ben burda sigaram yok diye deliriyorum.ne biçim bir boktur bu.işte yok.paramda yok.sevgilimde yok.yani hiç birşey yok.ottan farkım yok ve boktan berbat durumdayım anlayamıyorum bazı şeyleri.neyse herşeyi anlamak iyi değildir zaten.ben bilmemde dedem hep öyle derdi.rahmetli.kesin o şimdi tanrıyla karşılıklı içiyordur.ohh ne kıyak valla.tanrının en iyi içen kulu olarak gösteriyorum dedemi.oturmuşlar bir çilingir sofrasına.huriler dansöz kıyafetlerini giymiş.almışlar zeki mürenide yanlarına.ohhh keyif valla.bende gitsem acaba dedem yanına aldırırmı beni.aldırsada sıkılırım.hem ben tanrıya dalarım duramam.küfür ederim.bir hayalim bile yok.bu tanrının suçu.eskiden kurduğum hayallerimin hepsinin mına koydu.hepsi yarım kaldı.şuraya baksana elimde hiç birşey yok koca 19 sene geçti.vay anasını be.11 gün sonrada doğum günüm.çok hediye beklemiyorum.çok sevenim yok çünkü.o yüzden bana çok kişi de hediye almaz.bir sevgilim olsaydı belki alırdı.hani sırf ayıp olmasın diye.yoksa benim hediye beklediğimden değil.almasınlar çokta skimdeydi sanki.bu zamana kadar almadılarsa bundan sonrada almasınlar.dört duvar içinden çıkmıyor.artık sokaklar çekilmez geliyor.insanların içinde kendimi bir yabancı gibi hissediyorum.doğal ortamlara akmak istiyorum.sınırsız sigaram ve alkolüm olsun bıraksınlar beni ıssız bir adaya.cidden yaşarım.yemek yemesemde olur.zaten yemek yediğim mi var.günde en fazla iki öğün.oda birisi ısrar ederse.zaten fazla yemek zararlı.bu devirde herşey zararlı.bir de yasaklamışlar her yerde sigara içmeyi çok kıl oldum.sigara içmeyenlerde zarar görüyormuş.o zaman sigara içmeyenler sigara içenlerin yanına gelmesinler zarar da görmesinler.bu devleti anlamıyorum.hiç birşeyi anlamadığım gibi onlarıda anlamıyorum.ne mal adamlar yönetiyor bizi ya.yazık bize.kalbim bomboş.nötrüm tüm insanlara.nefret edilcek kadar değerleri bile yok.eski sevgilim aklıma gelince sanki tuvalette gibi hissediyorum kendimi.bok kokusu geliyor burnuma.birini sevmeyi çok istiyorum.milyarlarca insan var.ben bari birini seviyim çok şeymi istiyorum.tanrı'nın mına koyım.o kadar hurisi var bir tane aşık oluncak kadın çıkarmıyor karşımıza.herneyse cok uzun yazdım bu kadar uzun sağlığa zararlı.biriktirip biriktirip yazarım ben.kalın sağlıcakla.
..

Devamını Oku
Ekrem Şama

Peygamber buyruğunu tutmalı;
'Doymayacak kadar yemek yemek'
Bizde bol ya, birtek bildiğimiz,
Yatarız kalkarız: Yemek! .. Yemek! ..

Dünyada milyar aç bebek çocuk,
Ağlıyor inliyor: Ekmek! ..Ekmek! ..
..

Devamını Oku
Ekrem Şama

Ne biri bizi kovalar gibi,
Ne dolmak bilmez kovalar gibi;
En mutlu anlardan biri yemek;
Şükür gerektirir yemek yemek!

13.04.2011
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Sürekli uğruyoruz zorlukla ve güçlükle,
İki bin metresi yayan diğer otobüsle.

Ancak saat bir gibi yetişebiliyoruz,
Ücreti ödeyip tabldot yemek yiyoruz.

Acele etmez isek ertesi güne kadar,
..

Devamını Oku
Azecan Şimşek

Sevda dedigin nedirki Hayat dedigin nedirki Aşk dedigin nedirki İnsan dedigin nedirki Anlamını, yaşamayı,sevmeyi bimedikten sonra Dogmak,görmek,gelişmek,yemek yemek, İcmek,sevmek, ögrenmek ve ölmek dedigin nedirki Sevdan ailen ve çocugun olmadıktan sonra AZECAN ŞİMŞEK
..

Devamını Oku
Osman Demircan

Bir gün kuş ağaca konmuştu.Sahibi görmüştü onu.Sahibi onu eve getirmişti.Sahibi gelmişti evine.Kuşu görmüştü onu kafese koymuştu ona yemek vermişti.Kafesin kapısı açıktı.Sahibi onu masaya koymuştu ona yemek vermek istemişti.Sonra kuş nerede demişti.Ama kuşu sahibi bulmuştu yemeğini vermek için onu tekrar kafese koymuştu.Bir daha kaybolmasın diye odanın kapısını kapatmıştı.Ailesi gelmişti.Mutlu oldular sonra uyudular.Sonra bir eve gittiler o evde iki tane kedi vardı.Sahibi dedi ki burada bize hayat yok.Kuşu alıp tekrar evlerine döndü.
Sonra kuşlar mı kelebekler mi daha güzel dedi.Sonra kuşu salıverdi.
..

Devamını Oku
Yusuf Tuna

Peygamber Efendimiz bizlere buyuruyor,
İftarda yenen yemek cennet yiyeceğidir.
Hadis alimleri de önemle duyuruyor,
İftarda yenen yemek cennet yiyeceğidir.

Sizler Ramazanda günah işlemekten kaçın,
İnanmıyor isen Hadis kitabını açın.
..

Devamını Oku
Hüseyin Erkan

yemek yemek yemek
her gün yemek
her gün yemek
günde üç öğün...


övünmek övünmek övünmek
..

Devamını Oku
Şevki Çobanoğlu

Karnım çok acıktı benim
Yemek getir yiyek hanım
Mantı, börek ister canım
Yemek getir yiyek hanım

Peynir, zeytin koydun gittin
Kaymak, reçel tadı kattın
..

Devamını Oku
Osman Demircan

Porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlıyordun. O an dilim dilim yemek istedim seni. Dudaklarıma sevinç, dilime tat, ağzıma nefis bir haz olurdun. Ah yiyebilseydim seni hiç çatal kullanmadan. Elimle bir çiftçi açlığıyla mideye indirmek isterdim seni. Ondan sonra gör beni. Koca tarlayı on kişeye bedel kazardım. İçime kuvvet yüreğime kan olurdun. Önce seni koklardım. Burnuma çekerdim güneşin olgunlaştırdığı teninin kokusunu. Hiç muz görmemiş bir dağlı gibi, bir kar adamı gibi bir lokmada yutardım seni. Sonra bir oh çekerdim. Yaşamak ne güzel derdim. Kumsal sıcaklığında bir şarkı tuttururdum. İlk defa kendimi tok hissederdim. Açlığın hiç semtime uğramadığını düşünürdüm. Çünkü senin mahallende naralar atarak gezerdim. Porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlıyordun ve ben o an sade seni yemek isterdim. O porselen tabağı kucağıma alıp boğulurcasına, tıkınırcasına seni içime doldururdum. Kanım olasın diye, canım olasın diye sana doyardım ama sana ayıp olmasın diye hiç geğirmezdim. Porselen tabağı da kırmazdım. Hatta o tabağı yalardım. Senden bir iz kalmasın diye geride. Bütün diğer nimetlerden vazgeçerdim. Sade sen gıdam olurdun, seninle beslenirdim. Sosyete masalarında kadehler tokuşturulurken, içkiler dere gibi akarken, insanlar sarhoş olup balık hafizalarıyla orada burada dans ederken ben porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlayışına hayran hayran bakıyordum. Ben şarap kokularıyla değil senin bir muz gibi kokmanla sarhoş oluyordum. İlk defa bir insan muzdan sarhoş oluyordu yani ben. Beni şarap meclisine rezil ediyordun. Ben her ne zaman başarı sağlasam kendimi muzla ödüllendirirdim. Kendime ye ulan ye derdim. Şimdi biliyor musun sen ak saçlarımın, buruşuk tenimin, neşemin, ümitlerimin karşılığı kazandığım varlıksın....Sen benim için bir ödülsün. İşte bu yüzden yemek istiyorum seni. Çünkü ben ne zaman başarı kazansam hep muz yedim. Bu yüzden işte bu yüzden sırf bu yüzden tadına bakmak isterdim. Ben ne kirazlar gördüm de ne çilekler gördüm de hiçbirine bakmadım. Bu yüzden emin ol hiç aldatmam seni. Onları dudaklarımı ekşite ekşite yedim. Oysa ne zaman muz yesem dudaklarım ballandı. Sana ah sana tatlım demek isterdim. Sıcak iklimlerin meyvesi demek isterdim. Porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlıyordun. Ve ben sana zayıf gözlerle bakıyordum. Az gelişmiş ülkelerde çocuklar ihtiyaçları olan proteini muz yiyerek alırlar. Bak ben az gelişmiş bir ülkenin çocuğuyum, potasyuma, demire, kalsiyuma, fosfora, sodyuma çok ihtiyacım var. Ne olur besle beni. Hadi ye beni de. Korkma incitmem seni. Dudaklarımda eski bir gençlik türküsü korkuyla ıslık arasında sıkışmış. Ben hiç güneş yüzü görmeyen bir hayattan geldim. Ayaklarımdaki nasırlar hala incitir beni. Ey acılara tat veren güzellik. Sen mutluluk rengindesin. Hadi güldür beni. Koşa koşa geldim sana. Tat kat hayatıma. Bu zamana kadar zehir kustum hayatımda. Ölümlü aşklar yaşadım. Yüreğim bir çocuk mezarlığına döndü. Aşk dediğin yürekte tat bırakmalı. Porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlıyordun. İşte seni böyle görünce hayattan tat aldım. Bütün dünyam zifiri karanlıkken, seninle parladı. Işığım oldun. Seninle tattım deniz ülkesinde kral olmayı. Gök yeşil oldu, yer sarı. Bir ılıman iklim doldu ürkek bakışlarıma. Nemli nemli dudaklarımla gülüşüm manalandı ve hayatım anlam kazandı.
..

Devamını Oku
Hanifi Kara

VELİME YEMEĞİ

Velîme, düğün münâsebetiyle verilen yemek.

Düğünler neşe ve saadet günleri olduğu için, hem sevincin ortaya konması, hem de eş, dost ve fakirlerin doyurulmasına vesîle olması yüzünden dâvetlilere velîme adı altında düğün yemeği vermek güzel bir âdettir

Câhiliye döneminde de velîme yemeği mevcuttu. Hz. Peygamber (s.a.s.) , Hatice vâlidemizle evlenirken iki deve keserek velîme yemeği verdi. Amcası Ebu Talib de bu münâsebetle ziyâfet tertipleyerek Hz. Peygamberi ve Hatice vâlidemizi evine dâvet etti. Resûlullah, diğer hanımlarıyla evlenirken de düğün yemeği verdi; böylece âdetten olan velime yemeği sünnete dönüşmüş oldu. Nitekim Abdurrahman bin Avf’ın evlendiğini duyunca: “Bir koyun keserek de olsa düğün yemeği ver.” demiştir. Bunun en canlı örneğini Hz. Ali ile Hz. Fâtıma vâlidemizin düğünlerinde görmekteyiz. Hz. Ali bu iş için, yarım ölçek arpa ödünç almak üzere zırhını bir yahudiye rehin bırakmıştı. Düğünde çekirdeği çıkarılmış kuru hurma, un, yağ ve yoğurt karıştırılarak yapılan bir yemek ve arpa ekmeği sunulmuştur. O günün şartlarına göre bu, iyi bir ziyâfet sayılırdı. (Asım Köksal İslâm Tarihi)
..

Devamını Oku
Yusuf Tuna

Sakın faiz yemeyin,
Faiz yemek haramdır.
Ne olacak demeyin,
Faiz yemek haramdır.

Faiz birer ifrittir,
Elle kenara ittir.
..

Devamını Oku
Yusuf Tuna

Aman ha diyorum kul hakkına dikkat edin,
Kul hakkı yemek cennete girmeye manidir.
Günahınız varsa helalleşip dua edin,
Kul hakkı yemek cennete girmeye manidir.

Kul hakkından uzak durun yüzünüz olsun ak,
Hukukla Allah katında en önemlisi hak.
..

Devamını Oku
İsmet Güher

Çilingir soframı ben bazı bazı
Kurup Toroslarda yemek isterim.
Elmayı, armudu, dutu,kirazı
Derip Toroslarda yemek isterim

Uzatsam elimi dokunsam göğe.
Çıksam Toroslara, baksam döleğe,
..

Devamını Oku
Kâmuran Esen

Kadın(O kadın ben oluyourum.) , akşam yemeği için masayı hazırlamak ve salata yapmak üzere mutfağa girerken elektrik düğmesine bastı. Işığın yanmasıyla sönmesi bir oldu. Birkaç kez bastı düğmeye, yok, yanmadı. “
Galiba ampul yandı ” diye düşündü. Hemen bir ampul bulup değiştirdi, yine yanmadı. Yapacak başka bir şeyi yoktu.

Bu işlerde de o kadar beceriksizdi ki, öyle anlatılır gibi değil. Anahtar sıkışan bir kapı kilidini açmak, radyoda aradığı bir istasyonu bulmak, ocağın tüpünü değiştirmek onun için oldukça zordu. O nedenle şansını zorlamadı, yanmayan ampulle uğraşmaktan vazgeçti. Aspiratörün ışığını yaktı. Yarı aydınlık mutfakta çalışmaya başladı. Nasıl olsa az sonra eşi gelir ve gerekeni yapardı. Eşi, tüm onarım işlerinde çok iyiydi. Ancak birazcık ihmalkârdı ve de unutkan, hatta çok... “ O, bıçağa sap takıncaya kadar, hıyarın vakti geçer,” di.

Salatayı yaptı, yemek masasını hazırladı. Derken eşi geldi; yarı aydınlık mutfağa girince, mutfak lâmbasına baktı. Kadın:
-Ampul yanmıyor, dedi.
..

Devamını Oku
Ergun Çoruhlu

büyük aşkına herkes varsin delilik desin
siz anlaşın yeterli, ucuncu YEMEK yesin

sakin duyma akil veren sahte sahte sozleri
bir dogrunun agiz degil kalp olmalidir yeri
kalbinin çırpındıgı x tarihinden beri
birak ucuncu bir ses,i varsin o YEMEK yesin
..

Devamını Oku
Canan Uncu

Anneler çıldırmış olmalı…
Çocuğum yemek yemiyor…
Çocuğum çok hareketli…
Çocuğum uyumuyor…
Çocuğum öksürüyor…
‘’Hemen internete bakmalıyım.Araştırmalıyım,çözüm bulmalıyım.’’
Evet, biz anneyiz işte. Ama farklı anneler.Biraz internet anneleri ve çıldırmak üzere olduğumuzu fark etmeyen anneler.Neden mi?
..

Devamını Oku
Veysel Şimşek

Tek tek güzellerse gelir sıradan,
Nede hoş yaratmış sizi yaradan,
Şairin kalkası gelmez sofradan,
Beni eğler Akbank yemek hanesi.

Güzeli görünce ser çeşmem çağlar,
Ateşi içimde yüreğim dağlar,
..

Devamını Oku
Atıl Kesmen

Dünya, kaynar kazan ateşi
Hisler, kurşun yarası
Nasıl bir yaşam sancısı
Aynı ekmek,değişik yemek
Bana düşen,haram sevdi

Toktum,öldü gönül sofrası
..

Devamını Oku