Yazlık Sinema Şiiri - Kemal Tağa

Bir yaz akşamı
Aylardan Ağustos
Üzerine küçük gelen beyaz tişörtü ile
Esmer bir çocuk.
Ve ayağın da babasının tivis terliği ile,
Sinemaya gitmekte.
Derya sinemasında bu akşam
Yılmaz Güney filmi var.
Gişeler de kuyruk ve bağrışmalar
Mahallenin ağır abileri
Biletsiz girmekte içeri.
Kadınlar bir kenar da bekletilmekte
Bazı gençler berduş berduş
Kadınları seyretmekte.
İtiliyor çocuklar,aşağılanıyor
Hakları gaspedilmekte.
İçlerinde öfke fırtınaları
Gözleri alev alev
Asi ruhlarına gem vuruyorlar.
Merdivenlerden çıkarken
İtişmeler,tartışmalar
Güçlü olan kazanmakta daima.
Elinde bileti koşuyor çocuk,
Eşarplı,şer suratlı bir kadın
Pis kokan elbisesi ile
Merdivenleri ağır,ağır çıkarken
Çocuğun terliğine basıyor.
Babasından habersiz giydiği terlik
Sağ yerinden kopuyor.
Kadın umursamıyor,kocası ise
Kaba bir hareketle çocuğu iterek
Kendine yol açıyor.
Gözünde iki damla yaş
Ve düğümlenen boğazı
İşte o an Yılmaz Güney olmak istiyor
Kuvvetli,cesur ve haksızları alteden.
Işıklar sönüyor,film başlıyor
Leblebi külahında satılan
Kavrulmuş çekirdekler
Ne güzel de kokuyor.
Elinde gazoz şişeleri ile adam
Şişeleri şakırdatarak sessizliği bozuyor
Ağustos sıcağında asitli bade gazozu
Ne kadar da lezzetli geliyordu insana.
Dram dolu film,ve ağlayan insanlar
Kendilerine mi yoksa,kahramana mı
Ağlıyorlardı bilinmez.
Çocukda ağlıyordu
Hem filime
Hem de kopan terliğine.
Belki de babasına ağlıyordu
Acıyordu onun masum ve uykusuz haline.
Gözleri şiş ve yorgun bedeni ile
Her gece yarısı bölünen uykusuna aldırmadan
Çocukları uyanmasın diye
Sessizce inerdi merdivenlerden.
Ve film bitti,aynı kargaşa ve telaş
Herkes yola koyulmakta,
Gecenin finali dışarıda kavga
Bazı gençler kızlara hava yapmakta.
Esmer bir çocuk,elinde kopmuş terliği
İçinde korkuları ile
Damdaki çiğ yağmış yatağına
Uzanarak,
Yıldızları seyrederek
Hayallerini büyütmekte.