Yazık Bana Ayıp Bana Yuh Bana!

Onca ömrü, ettim ise ben heder
Yazık bana, ayıp bana, yuh bana!
Demediysen ahirette Rab ne der
Yazık bana, ayıp bana, yuh bana!

Dini koyup, boş laflara baktıysam
Doğru yoldan, kem tarike saptıysam
Gaflet edip, tüm atimi yaktıysam
Yazık bana, ayıp bana, yuh bana!

Az gelirse Mizanımda sevaplar
Çok olursa zararımdan şayet kar
Hak sorunca, kem küm olsa cevaplar
Yazık bana, ayıp bana, yuh bana!

Sırf günahsa, derlediğim amelim
Helak olup, ters dönerse temelim
Akim kalsa, onca düşüm emelim
Yazık bana, ayıp bana, yuh bana!

Dehşetleri yaşar isem mahşerde
Boğulursam o gün vebal ve terde
Mahkûm oldun derler ise sen derde
Yazık bana, ayıp bana, yuh bana!

Cürümüm için muaf kalsam berattan
Mahrum kalsam o an türlü murattan
El geçerken ben düşersem sırattan
Yazık bana, ayıp bana, yuh bana!

Kulluğumu etmemişsem tam eda
Burda şahken olsam orda bir geda
Her arzuma etsem mecbur ben veda
Yazık bana, ayıp bana, yuh bana!

Aşamazsam onca engel ve seti
Hak vermezse lütfedip de cenneti
El gülerken ben yaşarsam cinneti
Yazık bana, ayıp bana, yuh bana!

Girsem nar’a kulluğumu ihmalden
Yaksa Mevla’m bin bir türlü kem halden
Uzak kalsam rüyam olan cemalden
Yazık bana, ayıp bana, yuh bana!

Dertli yunustan daha dertli olan bu pür-kusur Abdullah, Yunusun buna benzer bir dertlenmesini ve hayıflanmasını okuyunca kaleminden bir nevi nazire olan şu mısralar dökülüverdi. Muvaffak kılan Rabb-i Rahim’ime sonsuz hamdolsun.

Abdullah Toroslu
05.08.2013-İzmir