Toprağı kokla.
Sıcak bir yaz gününde yağmur yağarken
Kokar,
Ana gibi, yar gibi.
Topraktan buhar çıkmaya başlayınca.
Yağsın yaz yağmuru
..
Ayrıldık istemeden gönlümde hüzün kaldı
Bak geçti baharlarım yaz bitti güzüm kaldı
Viran olan bahçemde bir yalnız gülüm kaldı
Bak geçti baharlarım yaz bitti güzüm kaldı
Hasretinle inledim bağrımda sızın kaldı
Sensiz geçen yıllardan yaş dolu gözüm kaldı
..
Bir şiir yaz,
İçinde İstanbul olsun.
Minareden ezan sesi,
Ruhuma dolsun.
Bir şiir yaz,
İçinde İstanbul olsun.
..
Yıllar yıprattı beni,
Bakmıyor yâr yüzüme.
Zaman ağlattı beni,
Yaş doldu gözlerime.
Hangi bahar hangi yaz?
Mevsi kış oldu bende.
..
el de mızrak el de kılınç
kar tipi de rüzgar ayaz
asla noksan etme bilinç
şiiri şuur ile yaz
öyle dize ver beşere
gebe bayanlar aşere
..
Sensiz bir dünyada hep acı tattım
Gözlerim ıslaktı yüreğim ayaz
Her gece buz gibi yerlerde yattım
Mevsimler simsiyah gelmedi hiç yaz
Sır oldu içimde umut günleri
Unuttum mutluluk veren gülleri
..
Ey aşık şiirini yazmadan önce düşün!
Arz ve talebi gözet mutlak alıcı olsun!
Derdi gamı kederi yaz çünkü budur işin
İster çevrendekiler zevke dalıcı olsun!
Yalnız sevdayı değil, mevtayı da yaz aşık
İşte bu ikilemde tıngırdasın saz aşık!
..
Konu:Doğa,Mevsim..
Ne rüzgar vardı,ne yaprak kıpırtısı
Ateş kırmızısıydı denizin suyu
Hafif bir dalga şıpırtısı sadece
Temmuz suskunluğu,yaz mevsiminde..
..
Yüreğim dönse kor'a,mürekkebim hiç yetmez,
İyi günde soranlar,kötü günümde gelmez,
Dost dediğin dostunu yolda bırakıp dönmez
Bunları da yaz dostum, seven terkedip gitmez
Açtım gönül hanemi baş köşesi senindir,
Kardeşten ötesindir, yerim senin yanındır
..
Konu:Mevsim,Hasret..
Serilmiş yıldızlar ayaklarıma
Pırıl pırıl bir yaz gecesi
Türküler aksederken kulaklarıma
Işıl ışıl bir yaz gecesi..
..
Ne cilveyi ne edayı
Hele hüzünlü vedayı
Dillere destan sevdayı
Yaz dedinde yazmadım mı
Ağlayıpta gülenleri
Unuttuk biz şölenleri
..
Oku,yaz sen
okumak ve yazmak bir sentez!
aklet! oku!
Sonu bilmektir bu çilekeş bir konu
Aziz Nesin misali korkma sen yaz!
Hablemitoğlu gibi üzerine git korkma!
..
ŞİİR
Aşk ile yananın, dumanıdır o
Öyle şiir yaz ki, o bizim olsun.
Mâziyi, âtiyi; tam kucaklasın
Öyle şiir yaz ki, o bizim olsun.
..
Vurdukça delinir yaralı bağrım
Dinmiyor içimde sızlıyor ağrım.
Hep cevapsız kalır nedense çağrım?
,,,,,Şu dağlara bahar gele yaz gele
,,,,,YÂR gelmezse gönül nasıl vaz gele
Bekle garib gönül,bekle sen hele
..
yaz dedim bir kaç kelime
iltifat et isyan et neolursa olsun
yaz bir kaç kelime,ne gelirse eline
çekinmeden yaz dedim gel kendine
becermem zannettin yazmayı
akşama kadar sallasan olurda kazmayı
bir beceremedin demekki bir kaç kelime yazmayı
utanma başla yaz kafandan geçeni.
göreceksin mutlaka yazdığını seçeni
göreceksin yazdıranı geçeni
usta kalemlere kafa tutacaksın
usanma sev uykusuz geceni
alış alış var göreceksin
alıştıkça ilmik ilmik öreceksin
asla baştaki yere göreceksin
ne kadar uzaksın seveceksin
hadi başla yaz bir kaç kelime
sahip ol kalemine diline
sen seni aş yarışma başkasınla
kaç kere aşacaksın kendini başaracaksın...
..
Koca bir yaz geçti buradan,yeşil sarıya,toprak kuruya kaldı.
Hazan vakti kapıda,gözlerim solgun ufukta,umutlarım naçar,vuslata erdi zaman göçmen kuşlarda uçar.
Bir ben kalırım dağların arkasında,bir ben kalırım sessizliğin,sensizliğin tam ortasında.
Kısır döngülerle boğuşurum,gitsem sürgün,kalsam vurgun,bozgun yemiş sevdalarım mevsim yorgun.
Yenik düşmüş kavgalarım sana dair,ey yüreği ellerinde şair,sesime ferman olsun kalemin,yaz kara bahtıma ak düşsün dizelerin...
..
Yaz geldi mi İsmail ne fikirdesin
Havalar ısındı yine evdesin
Benim gibi sen de son demindesin
Yaz gelmiş kış gelmiş
İlgisiz kaldık
Demli çaylar içip dudak ıslattık
..
Kalbimdeki harfler sıraya girmişti.
Konusu sen olunca:
Hepsi de, "önce beni yaz, beni yaz" diye bağırıyordu.
Sonra, bütün harfler kendi tercihini yaptı!
Ortaya sen çıktın.
Seni yazarken parmaklarım sadece elçilik görevini üstlendi...
..
Sevgiyi yaşamamışım meğer, son sevgilim de terk edip gitti. Aslında terk denmez buna, bir çeşit sürgün biçimi… Ya da göç… Belki de yurdundan uzak olmak... Böyle bir şey olsa gerek, terk edilmek. Benim, çok anım oldu. Onun da sanırım, benle anısı yoğundu. Bir bebek kiralayacaktım ona. Sevişmelerimiz saate sığmazdı. Bir tutam nane likörüydü sevişi. Her soluğunda, analitik geometri izleri vardı. Babası, onun hayatında egemenlik biçimiydi. Basardı küfürü, öperdim dudaklarını. Saatlerce onu dinlemek, embesil âşıkların izlenimi sayılırdı. Ben boktan mühürlenmiş “kahpe bir âşıktım” onda. Neden bırakıp gidiyorsun? Ben lise gibi sevmiştim. Tabii ya, tatil anlayışı lazım! Kimileri için tatil, bir sevgilinin apış arasında saatlerce uymaktır. Kimileri için de Eski Yunanistan’ın anıtsal yapılarında, bilinmeyen tarihin izlerinde, renk kavramı yaratıp güneşin batışında uzun uzun işemektir. Çünkü hayat, kendini restore edemiyor. Senden ayrıldığım gün, hayat; toplumda egemen olan kalıpların içinde öylesi mühürleyecek ki beni, kültürel değişim söz konusu olamayacak. Bedenimi dünya varlıklarından koruyacağım. Kalbimi, Akdeniz’in bilinmeyen bir kışında Akdeniz foklarına teslim edeceğim, tabii soyu tükenmemişse. Yumrukla! Öldür! Aslında bunu gözyaşların yapsın! Bendeki son kalanı kuruttum. Hatırlar mısın, dünyaya bakışımızı? Mesela, her gördüğümüz nesnenin altında bir çift göz görmeye çalıştığımızı… Sana her dokunuşumda, bedeninin desenlerinde sıfırlanırdım... Bana göre, “sıfır” çok değerlidir. Yokluğu temsil eder. Yok olanı bulmak, zordur. Var olansa, klişenin en sıkıcı hâlidir. “Kamu hizmetine girmeye müsait sevişme”ydi bizimkisi. Hatırlar mısın, karlı bir havada elinde ÖSS Kılavuzu, geleceğe uzanmaya yol açacak yaşama yolculuk edecektin. Sanırım, akşamüstüydü. Senden delice etkilenen ben, gelecek her türlü tepkiyi hesaplayıp seninle tanışmıştım. Oysa hiçbir şey göründüğü gibi değil! Yargılı değil! Ön yargılı, hiç değil! Benimle, sen de tanışmak istemiştin. O gece dört ayrı senaryo yazdım. Dört ayrı olaydan ve dört ayrı mekândan bahsettim. Sanırım, Perşembeydi. Bir yaz günüydü. Bir daha buralara gelmeyeceğini, İstanbul’a temelli gideceğini söylediğin o an, bedenime inen ayrılık yeminleri saplanmış ve o yaz soğuktan yüreğim tramvayın altında kalmıştı.
..
Aynada gördüğün sen değilsin... gözlerime bak
Orda gör kendini açık seçik... âşikâr, ap-ak,
Acıma sakın kör olur diye, çiz - yaz adını
Bakışınla gözlerime yaz - çiz, gözlerime kak!
..